Ana Sayfa Köşe Yazarları 3.07.2013 6148 Görüntüleme
Gökhan Taneri Vural

Giresunlu bir ailenin Beykozlu evladıyım. Boğaziçi Üniversitesi Fizik mezunu olup bilgi iletişim sistemleri ve elektrik altyapı sistemleri kurdum. Yaklaşık 600 kişiye iş imkanı sağladım. Bu kişilerin büyük çoğunluğu Beykozludur. Siyasete girdim öncelikle Beykoz'a ve Ülkeme hizmet etmek için gönül verdim.Kırk yaşımdan sonra Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümünden sonrasında da Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Benim olduğu kadar tüm çocukların daha iyi şartlarda yaşaması için elimden geleni değil yapılması gerekeni yapıyorum. Daha da fazlasını yapacağım...

HAZİRAN SONU İTİBARI İLE 2B DE SON DURUM.

İlk tebligatlar geleli iki ayı geçti. Tebligatın ekinde belirtilen bedelleri ödeyemeyecek hak sahiplerinin tüm haklarını kaybetmesine bir ay kaldı. Diğerlerine yeni yeni tebligatlar geliyor. Beykozda olduğumuz için özellikle Beykozdaki 2B yasası dahilindeki hak sahiplerinin büyük kısmı tebligatlarda belirtilen bedelleri ödeyemeyeceğini biliyorum. Henüz özel projeleri yapılmayan veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmayan desem daha iyi olan mahallelerde yaşayanlar kendilerini şanslı hissetmeliler. Çünkü onlara tebligat gelmesi için henüz zaman var ve durumun henüz pek farkında değiller. Hoş tebligat gelenler bile, belirtilen zaman içerisinde ödeme yapmadıklarında haklarını kaybedecekleri açıkça belirtilmiş olsa bile durumun pek farkında değiller ya. Şanslı dememin sebebi genel olarak beklenen seçim affından faydalanabileceklerini zannediyor olmalarıdır. Genel intiba nasıl olsa bir af çıkar olunca beklenen af çıkmazsa ne olacağı düşünülmüyor bile. Ben tüm 2B mağdurlarına bu yazımda belirteyim tebligatlarda da belirtiği gibi hakkınızı kaybedersiniz.

6292 sayılı yasamızda açıkca belirttiği gibi başvuruda bulunanlar aynı zamanda itiraz davası açmaktan da feragat etmektedir. Bu durum başvurduğunda ne bedel ödeyeceğini bilmeyen hak sahipleri için hem haksız hem de hukuksuz bir durum olduğunu düşünüyorum. Üstelik bu tebligatların son cümlesi belirtilen bedellere itiraz etmeniz ve/veya dava açmanız halinde hak sahipliğinizi kaybedeceğinizi de açıkca belirtmektedir. Yahu devlet vatandaşına böyle çaresizlik yaşatır mı? Böyle zalim bir baba olabilir mi? Evlatlarının arasında eşit davranmanmayan babaya ne denir? Bizde de bir devlete bir de Allaha baba denir. Neden biliyormusunuz; Evlatlarına eşit haklar tanıdığı için. Türkçesini yazayım “Hiç bir ilah yok Sadece Allah var”

O zaman neler yapabiliriz, ne yapmalıyız bir kaç öneri daha getireyim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmadan önce iç hukuk yollarını bitirmek gerekiyor. İç hukukumuz bu yasalarla bitmiş ancak Anayasa Mahkememize bireysel başvuru hakkımız bulunmaktadır. Bu yol peşinatı bile ödeyemeyecek olan hak sahipleri için geçerlidir. Çünkü zaten peşinatı bile ödeyemeyerek hakkını kaybedecek olanlar, itiraz ederek haklarını kaybedecek olanlarla aynı konumda olacaklar.

Özel proje alanı olan mahallelerdekiler için ise basit bir önerim var. Proje ne olursa olsun mevcut durumunuz uygun bulunmamaktadır. Ne imar ve şehir planınca, ne de afet yasamızca. O zaman biran evvel mümkün olan en büyük birlikteliği komşulanızla oluşturmaya çalışın. Daha önceden aranızda geçenleri bir kenara bırakın ve asgari müştereklerinizin ne olduğunu belirlemeye çalışın. Yani kooparatifler oluşturmaya çalışın. Belki o zaman muhtemel imar planlarında var olma şansı elde edebileceksiniz.

Haziran ayında yapılan Belediye Meclisinde bir takım planlar oylanmış olsa bile muhtemel imar planlarımızı kimse bilmiyor. Tercih seçmenlerin, ya bilenmeze doğru gidecek ve lütuf edilenleri kabul edecekler, ya da kendilerine sorularak ortak talepler yönünde kararların alındığı temsilciler seçecekler.

30.06.2013
Gökhan Taneri VURAL
info@gokhanvural.com
www.gokhanvural.com

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb