Zor geceydi vesselam! Neresinden anlatsam ayrı bir kabus. Bir yanda nefes aldırmayan boğucu sıcaklar, bir yandan da bu zayıf anınızda size musallat olan sivrisinekler. Ağustos ayının ortalarına geldiğimiz bu vakitlerde hala çöl sıcakları ile boğuşuyor olmamız insanoğlunun iklimin dengesini bozması, çeşitli bahanelerle ağaçları kesip kuraklığa sebebiyet vermesinden ileri gelmektedir.  

    Gece her zaman olduğu gibi yine yaprak kımıldamıyorken bu sefer ortalıkta başka bir farklılık hissediliyordu. Sivrisineklerin sağda solda pike yapıp öncü kuvvetler eşliğindeki keşif yapması gözümden kaçmadı.  

    Tabi bizim elimizde armut toplamıyor. Düşman kuvvetlerinin yapmış olduğu hazırlığa karşı bizde cephanemizi hazır tuttuk, takviye kuvvet olarak bir yastık, bir terlik, bir adet hiç kullanılmamış haşere ilacı ve sivrisineklerin korkulu rüyası olan sivrisinek raketini de sağ yanımda hazır tutuyor olmam onlar için yeterince bir tehdit oluşturuyordu. Bu kadar hazırlığı gören sivrisineğin buna rağmen saldırıya geçmesi için deli  olması gerekir.  

    Ve maalesef delirdiklerini de gecenin ilerleyen saatlerinde öğrenmiş oldum. Ayın bulutların arkasına geçmesi ve ortalığı ürkütücü bir karanlığın alması ile birlikte sivrisineklerin benim tarafa yöneldiklerini anlamak için sağır olmak gerekir. Gerçi bende biraz işitme kaybının varlığını istihbarat edinen şerefsiz sivrisinek ordusu orantısız şekilde hücum ettiğini oramı buramı ısırmasıyla anlamış oldum da ; biraz geç anlamış oldum. Çünkü ilk taarruzda bayağı bir zayiat vermiş gibiydim. İlk panik halini atlatıp ışıkları yakmam ve sivrisinek raketi ile karşı taarruza geçmiş de olsam, kafayı benle bozan bu şer odakları saldırıya devam etmekten vaz geçmediler.  

    Geçici olarak geriye çekilip te tekrardan bir taarruz stratejisi oluşturmak için hemen nevresimin altına girmemle çevremde oluşan kamikaze uçuşlarıda iyiden iyiye kendini belli ediyordu. Birden aklıma hiç kullanılmamış ve kullanıma hazır TSE garantili sivrisinek ilacını kullanmak aklıma geldi; geldi de yanımda değil ki.  Tüm gücümü toplayıp nevresimi şiddetli bir şekilde üstümden atıp püskürtmeli haşere ilacına ulaşmamla bunu gören şer ordusu gerisin geriye kaçarken ben de bir zafer edası ile onların üzerine kimyasal saldırı başlatacaktım ki baktım basma butonu bozuk, tutukluk yapıyor. Bunu gören sivrisineklerin benim üstüme saldırısını bir görecektiniz; kendimi nevresimin altına zor attım.  

    Baktım olacak gibi değil; bir barış anlaşması yapmak için teslim bayrağını çektiğimi göstermek için beyaz atletimi çıkarıp nevresimin altından salladımsa da beni ipleyen yok. Ne istiyonuz lan ! Dedim isyan ederek. Belli değil mi  ne istedikleri. Kanımı emmek istiyor bu şerefsizler.  

    Sonra köşede duran bira kutusunu görünce aklımda bir ışık yandı birden. Demek kanımı emmek istiyonuz ha! Buz gibi birayı kafaya dikip te cengaver şekilde sivrisineklerin karşısına dikilip te” Emin lan beni” deyip salvo atınca bu durumdan şüphe duyan sivrisinekler hemen taarruza geçmese de yavaş yavaş ikna olup saldırıya geçince ısıranların  leyla olup yanımda sızması ile diğerlerinin de ortalıktan kaçması bir oldu.  

    Günün ağarması ile birlikte bir kahraman edasiyle güne merhaba dedim. Lakin zor bir gece olsa da kazanan ben olmuştum çünkü.  

    Yani diyeceğim o ki; sivrisinek deyip geçmeyin. Çünkü sivrisinekler hakkındaki bilimsel gerçekler onları hiç te yabana atmamak gerektiğini bize gösteriyor.  

    Erkek sivrisinekler, dişileri kanat seslerinden bulurlar. Etrafınızda dolanırken seslerini duyduklarınız dişi olanlardır ve asıl düşmanınız onlar… Isırma işi onlara aittir. 

    Hızları saatte 2 km’yi bulur ve bu hız küçük bir böcek için oldukça iyi bir rakamdır. Tabi mümkünse bizim evlerimizde dolanmasınlar. 

    Sizi nefesinizdeki karbondioksitten bulurlar. Kurtulmanın yolu ise dışarı çıkınca nefesinizi tutmak… 

    Ter onları cezbeder. Terleyenlerin kanını daha çok severler. 

     Dünyadaki en tehlikeli hayvanlardır. Taşıyıcı sivrisineklerin bir ısırığı Batı Nil virüsü, Deng humması ve sıtma yayarlar. 

    Bilim adamlarına göre çikolata, koku duyularının ayarını bozuyormuş. 

   Japonya’da yapılan bir araştırmaya göre, sivrisineklerin kan grubu 0 olan kişileri ısırma ihtimali, kan grubu A olanları ısırma ihtimalinden iki kat daha yüksek. Araştırmacılar, sivrisineklerin 0 grubu kanı daha “lezzetli” bulduğunu dile getiriyor. 

    2003’te yayınlanan bir dergiye göre Büyük İskender sivrisinek ısırığı yüzünden ölmüş. 

    Genellikle karanlık vakitleri severler. Güneşten kaçınmak için gölgelerde vakit geçirirler. Aşırı sıcak ölümlerine sebep olur ama rahatsız ettiğiniz anda ısırmaya başlarlar. 

    Bunca anlatılanların ardından sivrisineklerle ilgili ön yargılarınızın değiştiğini umuyorum. Benden uyarması; gerisi size kalmış.