Ana Sayfa Köşe Yazarları 17.08.2021 778 Görüntüleme

FEMİNİST BİR ANAYASA, BİR MAYIN, ON KIZ

Moğol istilasından ABD işgaline uzanan bir ülke, tarih; Ocak 2004, dünyanın en feminist Anayasası’nın kabulü ile

kadın haklarının anayasal koruma altına alınması, kızların kocaya satılmasına, erkeğin aile içinde kadına hakimiyet kurmasına, zina ve fahişelik nedeniyle kadınların katledilmesine göz yuman bir sistemin ortadan kaldırılması. Anayasa ile tüm çocuklar için zorunlu eğitim şart koşuluyor.

Önceleri Sovyet işgaline karşı, ülkedeki bağımsız feminist örgütlerin en eskisi olan RAWA (Afganistan Kadınla-

rının Devrimci Birliği), bir tepki olarak gizli okullar açmıştı.

Kabul gören bir gerçeğe, göre okur-yazar olan insanların, ancak haklarını koruma ve talep etme istekleri ve zorla-

maları olacağından, okur-yazar oranını artırmak, işi tabana yaymanın anahtarıdır. Nitekim, Taliban yönetimi zamanında, eğitimin altı yıl süreyle tamamen durdurulduğunu düşündüğümüzde (sadece dini ve şeriat eğitimi dışında), ilerlemenin ne masalsı bir yolculuk olabileceğini tahmin etmek, hiç de zor değil.

Yıl Aralık 2012, Afganistan’ın birçok bölgesinde okul bile yok. Olanların hâlâ bir kısmında ise sadece dini eğitim verilmektedir. Bu, diğer hakların temininde ne kadar az yol alındığının bir kanıtıdır. Gerçi, çadırlarda bile eğitim vermeye gönüllü öğretmenlerin varlığı, her zaman göz doldurmaktadır. Ancak yaşanan uzun süreli kaos ve savaşlar, eğitimde istenilen düzeye gelememenin sebepleridir. Güzellik başa beladır. Afganistan’ın sahip olduğu Türkmen doğal gazı, Rusya, Hindistan ve Çin ittifakına karşın jeostratejik önemi, onun medeniyet düzeyinde her alanda aslında geri bırakılmasının kaynağıdır.

Şarbat Gula, hepinizin hatırlayacağı üzere, National Geographic dergisinin 1985 yılı Nisan kapağında yayınlanan

meşhur Afgan kızı, 2002 yılında başka bir Nisan ayında yayınlanmak üzere fotoğrafı çekildiğinde, önce veya sonra hiç fotoğrafı çekilmemişti. Sovyet- Afgan savaşı sırasında öksüz kalan bu kadın, Afgan direnişinin sembolü haline gelmişti.

Olması gerektiği gibi. Her Afgan kadını gibi onunda film gibi bir hayatı olmuştu. Çoğu mülteci kamplarında geçen

bu hayat, diğer kadınları da temsilen belgesel olarak da çekilmişti.

Gülnaz ise çoğunuzun bilmediği, ismini bile belki duymadığı bir kadın 2012 Ocak ayında BBC den haberi çıkmış

bu kadın, bu genç kız, kocasının kuzeninin tecavüzüne uğradıktan sonra kadın koğuşuna kapatıldı. Orada hamile

olduğu anlaşılınca, ortaya işlenen suç çıktı. Polis Gülnaz’ı ve tecavüzcü akrabayı tutukladı. Afgan yasalarına göre “zorunlu zina” kapsamında Gülnaz 12 yıl hapse mahkum oldu.

Ama tepkiler sayesinde affa uğradı. Dışarı çıktığında ise törelerin, insanların acılarından daha önemli olduğu bu bölgede, eğer evine dönemez ise yani tecavüz eden kişi onunla evlenmez ise veya yüklü bir başlık parası vermez ise, namusu temizlenmeyecek ve hayatı tekrar tehlikeye girebilecek olduğundan, ona başka bir hayat için yardım toplandı.

Seher Gül, yine BBC de haber olmuş bu kadın, 4500 dolara bir adamla evlendirilmiş, aylarca mahzende kilitli tu-

tulmuş, aç bırakılmış, kocası ve kayınları tarafından işkenceye maruz kalmış bırakılmış.

Bu örnekler, sadece basının ulaşabildikleri, ya diğerleri….Kapalı kapılar ardında, gözlerden uzak yaşanılanlar.

Yıl Aralık 2012, odun toplamak için, mayın dolu araziye gönderilen, birinin mayına basması sonucu ölen, on kız

çocuğu gibi, Nazım Hikmet’in şiirindeki gibi“Ölü çocuklar büyümez”

2012 yılında yazdığım bir yazı…

İlginizi çekebilir

SİVRİSİNEK DEYİP DE GEÇME

SİVRİSİNEK DEYİP DE GEÇME

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb