Ana Sayfa Güncel, Manşetler, Siyaset 9 Aralık 2015 3274 Görüntüleme

Bir tatlı huzur bir de nefes almalı!

Doğada yeşillerin sarıya, sarıların turuncuya ve hatta kırmızılara büründüğü; göğün, denizin ve göllerin tüm mavi tonlarının grilere geçiş sentezleri yaptığı dingin, bir o kadar da romantik olabilen mevsimdeyiz.

Sonbaharın son demlerini ve kara kışın kendisini yavaş yavaş gösterdiği bu günler de en az ilkbahar kadar büyüleyici aslında. Ara ara sürpriz yapan güneş, çisil çisil yağan yağmur veya güzün renk ahenkleri, soğuğa rağmen cıvıl cıvıl kuş sesleri mutlu eder insanı…   Mevsimler değişse de ihtiyaç duyduğumuz huzur ve dinlenme arzusu hiç tükenmez. Şehrin stresli karmaşasından ve yaşamın yorucu temposundan sıyrılmak için fırsat buldukça küçük kaçamakların hayalini kurarız. Biraz huzur bulalım ve nefes alalım isteriz. Bu mevsimde İstanbul’un kimi gizli kalmış, kimi kıyı köşesinde, kimi şehrin göbeğinde doğa mekanları da bir başka olur. Ferahlatan havası, süzülüp dökülen yaprakları, muhteşem manzaraları, sohbetle tatlanan yeme-içme ve uzun yürüyüşlere olanak sağlayan alanlarıyla dinlence rotaları, parkları, ve koruları görülmeye değer. İşte ailemizle, sevdiğimizle veya arkadaşlarımızla birlikte boş zamanlarımızı değerlendirebileceğimiz; hafta sonlarında huzuru, keyfi ve romantizmi yaşayabileceğimiz iklimin güzel yüzünü sunan doğa harikaları…

HİDİV İSMAİL PAŞA KORUSU – ÇUBUKLU
Çubuklu sahilinden sırtlara doğru uzanan ve zamanında Mısır Hidivi İsmail Paşa’ya ait olan 172 dönümlük koru, ailenin araziye inşa ettirdiği Hidiv Kasrı, muhteşem yeşilliği ve harika Boğaz manzarası ile doğa aşıklarının ilgi odağı…1937’de İstanbul Belediyesi’ne satılan yer, Osmanlı’da av sahası olarak kullanılmış ve geçmişi Bizans dönemine kadar gidiyor. 1982’de bakımı yapılan ve parke taşlarla döşenip, fenerlerle aydınlatılan korunun görkemli mimarisi Hidiv Kasrı, sayısız düğüne de şahitlik ediyor. Soy kütüğü bulunan çok çeşitli ağaçlarla çevrili geniş koru, İstanbul’un en büyük gül bahçesine sahip. Mevsiminde de tam bir lale cennetine dönüşüyor. Restoran ve kafelerin yer aldığı arazide, yürüyüş ve koşu parkurları da var.

FATİH KORUSU – KAVACIK
Eski adı Otağtepe Parkı olan Doğa Kültür Merkezi, iki yakayı bağlayan Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüleri ile Rumeli Hisarı’na karşı ihtişamlı manzarasıyla dikkat çekiyor. İstanbul’a zirve bakışı attıran park, 152 bin metrekare. Fatih Korusu Tema Vehbi Koç Doğa Kültür Merkezi’nde, 136’sı bölge şartlarına uygun bitki, 1.711 ağaç, 5.089 çalı, 8.500 yer bitkisi ve sarmaşık olmak üzere yaklaşık 15.300 tür bulunuyor. On bin mevsimlik bitki de mevcut. Yirmiyedi bin metrekarelik çim alanı dışında, 10 bin metrekareye yakın alanda da yürüyüş ve koşu yolları, seyir terasları, mevsimlik sera, gölgelikli ahşap oturma yerleri, ahşap köprü, Nilüfer Gölü ve tarihi su sarnıcı doğaseverlere kusursuz güzellik sunuyor.

BEYKOZ KORUSU
Beykoz Korusu, rivayete göre padişah Abdülaziz’le oynadığı tavlada galip gelince mülkiyetine verilen Abraham Paşa’nın adıyla da anılabiliyor. Günümüzde İBB’ye ait koru, İstanbul Boğazı sırtlarında, Beykoz ile Paşabahçe arasında kalıyor. Riva’ya kadar uzanarak doğal ormanlarla birleşen geniş arazi 27.9 hektar. Koruda bilindik türlerin dışında nadide ağaçlar da bulunuyor. Geçmişte Fransız bahçe uzmanlarınca düzenlenen ve içerisine köşk, kuşhane ve birinde yapay ada olmak üzere birçok havuz, yapay mağara ile yapay çağlayan inşa edilen koru; zamanla dahil otopark, kır kahveleri, restoran, sera, açık spor alanları, çocuk parkı, oturma terasları ve piknik alanlarıyla ziyaretçilerine keyifli anlar yaşatıyor.

ATATÜRK ARBORETUMU – SARIYER
Belgrad Ormanı’nın güneydoğusunda, 296 hektarlık alan içindeki Atatürk Arboretumu’nda 1500’ü aşkın odunsu ve otsu bitki türü bulunuyor. Bilimsel gözlem amacıyla kurulan birçok alana sahip olan orman, meraklısı için canlı bir müze gibi. Yerli yabancı araştırma kurumları, fakülteler, öğrenciler, orman mühendisleri ve peyzaj mimarlarının incelemelerinde kullanabilecekleri canlı bir laboratuvar…Ağaç ve bitkileri doğal ortamlarında tanıtmayı ve çevre koruma bilincinin gelişmesini amaçlayan arazi, nesli kaybolma tehlikesi altında olan türü de koruma görevi görüyor. Doğa ananın çeşitliliğini, renk ve uyumunu olağanüstü şekilde sergileyen orman, romantik doğaseverleri büyüleyecek güzellikte…

JAPON BAHÇESİ – BALTALİMANI
İstanbul ile Şhimonoseki dostluk bağını simgeleyen Japon Bahçesi, Boğaz Köprüsü’nü andıran kapısının ardında Japon peyzaj mimarisinin eşsiz güzelliğini en iyi şekilde sergiliyor. Japon kültürünün tüm izlerini taşıyan park, yine Japon stili duvarla çevrili ve içerisinde 4.850 ağaç ile bitki bulunuyor. Şehrin en eski ve heybetli kiraz ağacı da burada. Ağırlıklı Japon ağaçları ve bitkileriyle süslenen bahçede, Japon çeşmesi ve kamelyası, doğal kayalarla tasarlanmış yapay bir gölet, şelale, taş ve ahşap köprüler, Kuru Bahçe ile Japon Ev yer alıyor. Dünyevi işlerden arınmayı simgeleyen parkın, kuyu ile taş su çanağı ve fenerleri aydınlanmayı; Kuru Bahçe’nin beyaz çakılları da saflığı temsil ediyor.

VALİDEBAĞ KORUSU – ALTUNİZADE
Adile Sultan Korusu olarak da bilinen Anadolu Yakası’nın ikinci büyük yeşil alanı, 354 bin metrekare ve Koşuyolu, Altunizade ile Barbaros mahallelerinin kesiştiği noktada bulunuyor. Anıt ağaçların dışında 15 ile 400 arasında değişen 40’ı aşkın türdeki ağaç ve çeşitli bitkileri olan arazi, 100’ün üzerinde kuş türü ile çeşitli hayvanlara da ev sahipliği yapıyor. Koru içerisindeki Yeşilçam klasiklerinden Hababam Sınıfı’nın çekildiği ve Adile Sultan Kasrı diye anılan köşk, günümüzde restoran, kültür merkezi ve bir de 6-A Edebiyat Hababam Sınıfı’nın müzesi olarak hizmet veriyor. Atatürk döneminde öğretmenlerin hizmetine sunulan bu tarih kokan koruda, öğretmenevi, huzurevi, otel ve poliklinikler de yer alıyor.

FETHİ PAŞA KORUSU – PAŞALİMANI
Üsküdar ile Beylerbeyi arasında Paşalimanı bölgesinde bulunan ve adını Osmanlı veziri Ahmet Fethi Paşa’dan alan 260 dönümlük koru, Kuzguncuk ve Sultantepe mahalleleri arasında yer alıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetindeki park, özellikle Manzara Tepesi’nden bakıldığında kucakladığı eşsiz İstanbul Boğazı ile unutulmaz anlara şahitlik ediyor. Koruda farklı cinste çamdan sakızağacına, dişbudaktan Japon kadife çamına zengin ağaç türü bol bol oksijen üretmeye devam ediyor. Yürüyüş ve koşu parkurları olan ağaçlıkta, ayrıca küçük basket kortları ve egzersiz aletlerinin kurulduğu ufak çaplı alanlar da mevcut. Deniz ile yeşilin kesiştiği korudaki tarihi mimarisi olan köşkler sosyal tesis hizmeti veriyor.
Bugün

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb