Ana Sayfa Köşe Yazarları 16.01.2021 3225 Görüntüleme
Gökhan Taneri Vural

Giresunlu bir ailenin Beykozlu evladıyım. Boğaziçi Üniversitesi Fizik mezunu olup bilgi iletişim sistemleri ve elektrik altyapı sistemleri kurdum. Yaklaşık 600 kişiye iş imkanı sağladım. Bu kişilerin büyük çoğunluğu Beykozludur. Siyasete girdim öncelikle Beykoz'a ve Ülkeme hizmet etmek için gönül verdim.Kırk yaşımdan sonra Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümünden sonrasında da Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Benim olduğu kadar tüm çocukların daha iyi şartlarda yaşaması için elimden geleni değil yapılması gerekeni yapıyorum. Daha da fazlasını yapacağım...

ÖNYARGI

Türk Dil Kurumu sözlüğünde önyargı, “Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı, peşin yargı” olarak tanımlanmaktadır. Önyargı, belirli bir durum hakkında önceden bir yargıya varmak demektir. Temelinde mantıksızca sevmek ya da sevmemek olan önyargı, genelde bir tutum olarak ele alınır. Önyargının iki temel ögesi var. Bunlardan birincisi, bir kişi ya da gruba karşı olumsuz bir duygunun var olması, ikincisi ise kişileri tanımadan onları bir grubun üyesi olarak değerlendirmek, yani kalıp yargılara sahip olmaktır. Kalıp yargı; özellikle sosyal ve bilişsel psikolojide farkında olmadan kararlarımızı ve seçimlerimizi etkileyen düşünce süreçleri olarak adlandırılmaktadır. Önyargının bir diğer özelliği ise insanlar arasında sosyal uzaklık yaratmasıdır. İnsanların kafasında, önyargıdan dolayı tutum nesnesine karşı olumsuz düşüncelerin oluşmasıyla beraber tutum nesnesinden uzaklaşma fikri de oluşur.

Bu kadar açıklamadan sonra hayatımızdan güncel örnekler vereyim. Özellikle siyasi önyargılar toplumumuzu ciddi şekilde ayrıştırmakta. Siyasi önderlerin konuşmalarını bile sadece kendi sempatizanları dinliyor, hatta bilinen taraflı kanalları ve yayınları tercih ediyor. Sonra birbirleri arasında kalıplaşmış düşünceyi daha da derinleştiren paylaşımlarda bulunuyorlar. Kimse acaba diğeri ne diyor, ne anlatıyor merak bile etmiyor. Giderek sosyal olarak mesafeler arttıkça artıyor, basit asgari müşterekler de bile ayrıştırma yaşanıyor. Bu durumun farkına varan siyasi aktörler de pek çok meseleyi köpürttükçe köpürtüyor. Bu durum kendi seçmenini konsolide etmekten başka bir işe de yaramıyor. Konsolide: Birbirine benzeyen ayrı şeylerin birleştirilmesi, daha da pekiştirilmesi anlamındadır.

Oysa doğal afetler bu ayrımcılığı yapmıyor. Salgın hastalıklar da hiç kimseye bir ayrıcalık tanımıyor. Uluslararası anlaşmalardaki fasıllar bütün ulusumuzu hatta doğacak nesilleri bile etkiliyor. Allah korusun savaşa girsek herkes en önde koşmak istiyor. Kimse kimseye önyargılı davranmıyor, çünkü uğruna savacağınız şey aynı oluyor. Bu durumu hissetmek için illa savaş olması gerekiyorsa günümüzde içinde bulunduğumuz durum zaten başka bir boyutta savaş. Milli yerli kaynaklarınızı sömürme arzusunda pek çok ulus varken, bunu yapmak için türlü türlü oyunlar yaparken, nedir bu kendi milletimizin içinde birbirine selam vermeyi bile engelleyen. Nedir bu gaddarca önyargılı kin alma duyguları anlamak zor.

Demek ki önyargılarımızı kontrol edip, ulusça ne amacında olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. O halde önyargılarımızı kontrol etmek milli bir görevdir.

Aynı tanımlamalar kişisel dünyanızdaki ilişkiler için de geçerlidir. Yeni tanıştığınız birine sadece tipi daha önceden iyi veya kötü tanıdığınız birine benziyor diye aynı şekilde davranamazsınız. Ya da kişileri tanımadan onları bir grubun üyesi olarak değerlendirerek ön yargılı hareket etmemeliyiz.

Einstein’nın da dediği gibi “önyargıları kırmak, atomu parçalamaktan zordur” Umarım bu yazı ile önyargıları kırmak için biraz olsun katkı sağlayabilirim. Biraz düşünürseniz önyargılarınızı belki bazılarında haksızlık yaptığınızın farkına varabilirsiniz. Tıpkı size yapılan haksızlıklar gibi…

15 Ocak 2021

Gökhan Taneri VURAL         

 

 

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb