Ana Sayfa Güncel, Manşetler, Siyaset 1 Kasım 2014 2376 Görüntüleme

Beykozlu Prof. Bayram Öztürk Antarktika’ya gidiyor!..

Tür­ki­ye De­niz Araş­tır­ma­la­rı Vak­fı Baş­ka­nı Prof. Dr. Bay­ram Öz­türk, 26 Kasım’da Antarktika’ya gidiyor. Prof. Dr. Öztürk, Tür­ki­ye­’nin 25 yı­la yak­la­şan An­tar­kti­ka se­rü­ve­ni­ni an­lat­tı: ‘Mutlaka orada olmalıyız’


Öztürk, anlaşmaların imzaladığını belirtti ve ‘10 dönümlük bir üs bize yeter. Bunun için 20 milyon dolarlık bütçe gerekiyor dedi. Öztürk, 26 Kasım’da Antarktika’ya gidiyor.

Antartika’nın gündemimize girmesi ve orada bir üs kurma fikrimiz neredeyse 25 yıla yaklaşıyor. Bir türlü bu hayalimizi gerçekleştiremedik. Ana nedeni de bilim adamlarımızın birkaç milyon dolar bulup üs için harekete geçememeleri. Ama ABD, Almanya ve diğer bazı ülkelerin bilimsel araştırmalarına katılıp prestij kazanan iki Türk’ün Antarktika topraklarında adları var.  Prof. Dr. Ümran İnal ve  Atok Karaali, isimlerini başarıyla kabul ettirdi.

Türkiye’nin ne işi var?

14 milyon kilometrekarelik çoğu buzla kaplı alanıyla Türkiye’nin 18 katı olan dünyanın en soğuk ve rüzgarlı kıtası Antarktika’da Türkiye’nin ne işi var? Hava sıcaklığının yazın – 20, kışın -70 dereceye kadar düştüğü ve 29 ülkeye ait 101 ‘araştırma üssü’nün bulunduğu kıta, iklim değişikliklerinin kalbi gibi. En belirleyici çalışmalar orada yapılıyor.

Dünyanın en zengin deniz canlıları orada. Petrol ve mineral zengini Antarktika’nın en eski konuğu ABD’li bilim adamları. Komşumuz Bulgaristan’dan tutun AB ülkelerinin çoğu, Güney Kore,  Rusya, Japonya ve Brezilya gibi ülkeler, üsleriyle orada. Son günlerde Antarktika tutkumuz yine canlandı. Başından bu yana çalışmalar içinde olan Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, 26 Kasım’da Japon bilim adamlarıyla araştırmalar yapmak üzere yola çıkıyor. Antartika serüvenimizin bir “üs”le sonuçlanması için Prof. Dr. Öztürk’ün 4 aylık gezisi belirleyici olacak.

Kendisiyle bu yolculuk öncesi soğuk kıtada olmanın Türkiye’ye neler kazandıracağını, küresel ısınmayı ve ülke denizciliğini konuştuk.


Hep parasal konular engelledi

Bayram Hoca, Türkiye’nin Antarktika’da bir üs kurması neden bir türlü “mutlu son”a ulaşamadı?

Bu hikaye, 1990 – 1991 yıllarında hocamız Prof. Dr. Erol İzdar’ın girişimleriyle ilk kez başladı.  9 Eylül Üniversitesi’nde Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün müdürüydü. İzmir’den bir çağrı yaptı ve aralarında benim de bulunduğum bir grup hocayı davet etti. O zaman İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde yardımcı doçent idim. Erol Hoca, bizlere “Antarktika, gitgide çok önem kazanıyor.  Orada bir üs kurulması için acaba ne yapabiliriz? Onu konuşmak için sizleri çağırdım” dedi.

Neden orada üs kurulması bu kadar önemliydi?

Orada çok büyük su ürünleri kaynağı var. Antarktika günün birinde paylaşılacak, masada olursak biz de oradaki zenginliklerden pay alacağız. Sadece balık değil,  onun yanında petrolden, minerallerden, madenlerden de pay almak vardı.


O zamanlar gitmenizi neler engelledi?

Erol Hoca, zaten deniz jeolojisi profesörüydü. Çok bilgili vizyoner birisiydi. Toplantıda, “TÜBİTAK’a gidip para isteyeceğiz” dedi. 1 milyon doların üzerinde bir para gerektiğini söyledi. Tabii ki bu parayı alamadık. O zamanki TÜBİTAK Başkanı, “Orası çok uzak bir coğrafya böyle bir para yok” diyerek bizi geri çevirdi.

Cumhurbaşkanını balık tutarken gördünüz mü?

Ne­den kom­şu­muz Yu­na­nis­tan de­niz­den mil­yar­lar­ca do­lar ka­za­nır­ken, biz ka­za­na­mı­yo­ruz?

Eği­tim ve bi­linç­len­me. Dev­let ku­rum­la­rı­nın plan­lı ça­lış­ma­sı, dev­le­ti yö­ne­ten­le­rin de­ni­ze önem ver­me­si la­zım. Me­se­la bi­zim Cum­hur­baş­ka­nı­mız Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın ba­lık tu­tar­ken çe­ki­len bir fo­toğ­ra­fı­nı hiç gör­dü­nüz mü? Ve­ya yel­ken­le do­la­şır­ken. Üç ta­ra­fı­mız de­niz­le çev­ri­li ama bir ta­ne bi­le “o­lim­pi­yat şam­pi­yo­nu­“ yü­zü­cü­müz yok. Tür­ki­ye­’de 100’ün üze­rin­de üni­ver­si­te sa­hil ke­si­min­de yer alı­yor. Hep­si­nin de spor branş­la­rı
var. Ne­den yü­zü­cü­lük yok?

Kurumsal davrandık Başbakan’a gitmedik

An­tar­ti­ka için ne­den o za­ma­nın Baş­ba­ka­nı Tay­yip Er­do­ğa­n’­la bir gö­rüş­me yap­ma­dı­nız?

Bu işin ku­rum­sal ol­ma­sı la­zım­dı. Er­do­ğa­n’­a da ha­ber ver­me­dik. Ben­ce Tür­ki­ye An­tar­kti­ka­’da ken­di üs­sü­nü mut­la­ka kur­ma­lı, baş­ka ül­ke­le­re ya­naş­ma ol­ma­ma­lı. İş ol­sun, nam ol­sun de­ğil, bi­lim ya­pa­cak adam­lar ol­ma­lı. TÜ­Bİ­TAK bu iş­ler­den çok uzak. Sa­bı­ra ve za­ma­na ih­ti­ya­cı­mız var.

Kızıldeniz’den zehirli canlılar geliyor

Kü­re­sel ik­lim de­ği­şik­lik­le­ri­ne hâlâ inan­ma­yan­lar var. Bu ko­nu­da de­niz­le­ri­miz­de ne­ler olu­yor?

De­niz­ler­de çok bü­yük ik­lim de­ği­şik­lik­le­ri olu­yor. Me­se­la, Kı­zıl­de­ni­z’­den Sü­veyş Ka­na­lı yo­luy­la ge­len bir­çok de­niz can­lı­sı var. Ze­hir­li de­ni­za­na­la­rı ge­li­yor, Ak­de­ni­z’­de Ege­’de kı­yı­la­ra ka­dar so­ku­la­rak in­san­la­rı ısı­rı­yor, ya­kı­yor. Bu­nun­la il­gi­li bir prog­ram baş­lat­tık. Adı da “Ya ya­kar­sa­”. Adı­nı da “Va­tan­daş Bi­li­mi­” koy­duk. Böy­le olu­şum­lar Av­ru­pa­’nın her ye­rin­de de var. Yi­ne Tür­ki­ye su­la­rın­da “ba­lon ba­lı­k” de­ni­len ze­hir­li ba­lık­lar da var. Bun­lar da Kı­zıl­de­ni­z’­den ge­li­yor­lar.


De­niz ana­la­rı­nı kon­trol eden baş­ka de­niz can­lı­sı var mı?

De­niz ana­la­rı­nı de­niz kap­lum­ba­ğa­la­rı kon­trol eder ki, on­la­rı da öl­dü­rü­yo­ruz. Ya­şa­dık­la­rı yer­le­re in­şa­at­lar ya­pıp ka­çı­rı­yo­ruz. Va­toz­gil­ler, kol­yoz ve us­kum­ru de­ni­za­na­la­rı­nın düş­ma­nı­dır. Ama ar­tık bu ba­lık­lar tü­ken­di aşı­rı av­lan­ma­dan.

Devletin projesi olmalı

Tür­ki­ye­’ye ne ka­dar öl­çü­de bir üs ve bu üs için ne ka­dar büt­çe la­zım?

10 dö­nüm bi­le ye­ter. Biz 3 mil­yon eu­ro­luk bir büt­çe he­sap­la­mış­tık, iş­let­me mas­ra­fı ha­riç. Onun için de 10 mil­yon do­lar ye­ter. Ya­ni 20 mil­yon do­lar gi­bi bir büt­çe la­zım. Ne ya­pı­la­ca­ğı da bel­li. Tür­ki­ye­’de bi­ri­nin “Ha­di bu işi ya­pa­lı­m” de­me­si la­zım. An­tar­ti­ka gi­bi bir ko­nu dev­le­tin pro­je­si ol­ma­lı.

Han­gi uz­man­lar kad­ro­ya alın­ma­lı?

A’­dan Z’­ye bu iş­le­ri bi­len uz­man­lar la­zım. De­niz bi­lim­ci­le­ri, oşi­nog­raf­lar, jeo­log­lar, je­ofi­zik­çi­ler ve tıp uz­man­la­rı ge­re­ki­yor. Üs­sün na­sıl ku­ru­la­ca­ğı­nın bir fi­zi­bi­li­te­si­nin de ya­pıl­ma­sı la­zım.

Türk balıkçılar dünya denizlerine çıkmalı

Bir­çok ül­ke, baş­ka ül­ke­le­rin de­niz­le­rin­de ba­lık­çı­lık ya­pı­yor, biz de ya­pa­maz mı­yız?

Evet me­se­la Ja­pon­ya, Rus­ya, Gü­ney Ko­re gi­dip açık de­niz­ler­de ba­lık av­lı­yor. Biz­de ise yok. Ba­lık­çı­lar tek baş­la­rı­na ya­pa­maz­lar. Gi­dip ül­ke­ler­le an­laş­ma ge­re­ki­yor­du ama bu an­laş­ma­la­rı 12 yıl­dır ya­pa­ma­dık. Türk ba­lık­çı­la­rı, he­le de Ka­ra­de­niz ba­lık­çı­sı çok ça­lış­kan ve çok ma­ha­ret­li­dir. Fa­kat dev­le­tin on­la­rın ön­le­ri­ni aç­ma yö­nün­de­ki uy­gu­la­ma­la­rı yok.

Japonlar’la gidiyor

Bundan sonraki süreçte neler yapacağız?

Birincisi bölgede balıkçılıkla, ikincisi deniz jeolojisiyle ilgili iş yapacağız. Oşinografik araştırmalar yapacağız. 4 adet paketimiz var dedik.  “Tamam” dediler. Üs için anlaşmanın bir eki daha var. Bu iki sözleşmeyi imzalayın ve gelin dediler. Çevre Bakanlığı’nın rol alması lazım ama yavaş davranıyor. 26 Kasım’da Türkiye’nin Japon devletine yaptığı istekle Antarktika’ya gitmek için Japon bilim adamlarının gemisiyle yola çıkacağım.

Sözleşme var karar lazım

Antarktika’da üs açılınca toprağınız mı oluyor orası?

Hayır, kimsenin toprağı yok. 50 ülkenin imzası olan bir sözleşme var. Türkiye de bu sözleşmeyi 1995 – 1996’da imzaladı. Bu iş için de Prof. Dr. Nesrin Algan çok büyük emek verdi. O zamanlar Çevre Bakanlığı’nda Dış İlişkiler Çevre Daire Başkanıydı.

Bugün için fırsatı tümüyle kaçırdık mı?

Kaçırmadık, geç kaldık. 2010–2011 yılları geldiğinde bu iş adeta sönerken denizci Osman Atasoy’la Sibel Karasu, dünyayı dolaşma seferi yaptılar. “Biz bunu yeniden gündeme getirelim” dediler ve Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım’a gittiler. Yıldırım, “Bu iyi bir fikir çalışmalara başlayın” demiş. Ancak daha sonra bir sonuç çıkmadı. Gereken anlaşmalar imzalandı, Türkiye kabul edildi, karar aşamasına geçilmesi lazım.

Burjuvazi bile denizi kirletiyor

Türkiye’de denizcilik ruhunu geliştirmek için neler yapılmalı?

Türkiye’nin denizci ülke olması için denizi daha çok kullanması lazım. Karar mevkiinde olan insanlar mesela Venedik’e gidip bir hafta kalmalı. Adalar arası, kanallar arası nasıl seferler yapıyorlar onları görecekler. Mesela, sabah geçerken görüyorum milyonluk yalılardan denize çöp atıyorlar. Ruh olsa denize çöp atarlar mı? Ve bunları yapan da burjuvazi  güya. Yasalar zayıf ve uygulanmıyor. Denizi kirletmekten dolayı hangi vatandaşa ceza kesildi şu ana kadar. Ben hiç duymadım.

Kaynak: Bugün

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb