Ana Sayfa Güncel 6 Haziran 2013 3395 Görüntüleme

BEYKOZ’DA YAŞAYAN 2B MAĞDURLARI ASLA İŞGALCİ DEĞİLDİR.

           Beykoz’da özel proje alanı ilan edilen dokuz mahalle haricinde kalan ve özellikle köylerde bulunan 2B arazilerin satışı ile ilgili tebligatlar gelmeye başladı. 2B danışmanıyız ya; aman Allahım günde 40-50 den aşağıya düşmüyor telefon görüşmelerim.  Herkeste bir panik çünkü tebligatın sonunda diyor ki: “üç ay içerisinde başvurdun başvurdun, yüzde yirmi peşinatı yatırdın yatırdın yoksa hakkını kaybedeceksin. Satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeniz halinde hak sahibi olmanız ve doğrudan satış hakkından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.” Üç ay içinde değil üç ömür boyunca çalışsa bile kazanamayacağı bir bedel ile karşı karşıya kalan birçok Beykozlu çaresizlikten nereye saldıracağını şaşırmış durumda! Yıllardır ektiği, biçtiği, yaşadığı arazisinin bir kısmını satmayı düşünenleri, hatta bazıları hepsini birden satalım diyenleri bekleyen başka bir sorunu buradan dile getirmek istiyorum. ALICI YOK. Olan alıcılar da Amerikan filmlerinin tefecileri gibi işine gelirse metodu ile abuk subuk fiyatlar teklif ediyorlar. Nasıl olsa süre de başlamış yani bir kere denize düşülmüş hangi yılana sarılırsan sarıl.

 

            Diğer taraftan hükümet bizi mağdur etmez mutlaka bir af çıkar diyenler de azımsanmayacak kadar çok. Tamam, nasıl olsa seçimler yaklaşıyor, birçok konuda zorda olan vatandaşı rahatlatmak amacı ile olduğunu söyleseler de aslında oy kazanma çabalarının bir sonucu olarak af çıkabilir.  Tutuklulara, vergi cezalarına, aktivistlere çıkarılırken 2B yasasından mağdur olanlara da af çıkabilir. Fakat bu bir tahmin ve iyi niyetli bir temenniden öteye geçmez. Kaldı ki kanunlar yayınlandığı tarihten sonra geçerli olur, tebligat gelmiş olanların sadece üç ayı var. Ödesen bir türlü ödemesen bir türlü. Ödesen yarın öbür gün ödemeyenlere af veya herhangi bir muafiyet çıktığında ödemiş olanları kapsamayabilir, ödemesen yarın öbür gün af çıkmayabilir. Ahmet Kaya’nın güzel bir şarkısı vardı. “ Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan çaresizlik”  

 

            Siyasilerden herhangi bir çözüm önerisi veya izlenmesi gereken yol önerisi göremiyorum. Yetkili makamlara itiraza başvuralım, sokaklarda protesto gösterisi yapalım veya hükümet sizi mağdur etmez söylemleri ve biraz da eylemleri ile zaman akıp gidiyor. İşin kötüsü yetkililer diyor ki; “2B kanunundan herkes mağdur değil, mağdur olanların en az on katı vatandaşımız müstahak dediği için oy kaybı olacağına bilakis artacaktır.” demekteler. Evet, biz Beykoz’da yaşadığımız ve en önemli sorunlarımızdan biri bu 2B yasası olduğu için dünya da bu sorunla yatıyor kalkıyor zannediyoruz.  Fakat öyle olmadığını ve hakikaten bazı vatandaşların bizlere işgalci, yer çevirici veya orman açıcı devlet arazisini gasp edici gibi terimlerle baktığını gözlemliyorum. Bu intiba veya ön yargı kendiliğinden oluşmadığını siyasette ustalaşmış, profesyonel algı yönetimi metotları uygulayabilen siyasetçilerimiz tarafından taammüden oluşturulduğunu gözlemlemekteyim.

 

            Bu yazımda açıkça belirtiyorum ki; Beykoz’da yaşayan 2B mağdurları asla işgalci değildir. Hele hele devlet arazisinin çeviricileri hiç değildir. Büyük bir çoğunluğu bu memleketin kalkınmasında büyük rol almış fabrikaların çalışanlarıdır. Anayasal hakkı olan barınma ihtiyacını gidermek için olmayan lojmanını kendi emeği ile kazandığını harcayarak ev yapmışlardır. Bazı uyanık ve açıkgözler bu durumu fırsat bilerek halkımızı dolandırmış olabilir. Fakat çoğu arazilerini bedel karşılığında satın almışlar ve yıllar boyunca kamu kurumlarının hizmetlerinden malik sıfatı ile yararlanmışlardır. Hatta vergiler ödemişlerdir. Şimdi yasa diyor ki: bu arazinin %70’i senin değil ancak parasını ödersen tamamına sahip olabilirsin. Bedel de ödediğin vergilere esas teşkil eden bedel değil yeniden belirlenen astronomik bir bedeldir. Ben de diyorum ki: O zaman yıllardır ödenen emlak vergilerinin %70’ini hesaplayalım yasal faiz veya değerleme ile güncelleyelim sonra da belirlenen yeni bedele mahsup edelim. Mademki mülkümüzün %70’i bizim değilmiş, bugüne kadar ödediğimiz vergilerinde aynı kısmı bizim olamaz.   

 

            Unutmayalım, demokrasi çoğunluğun hakkını korumak için değil, esas azınlıkların hakkının korunması için vardır.  

   

 

06.06.2013

Gökhan Taneri VURAL

info@gokhanvural.com

www.gokhanvural.com

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb