Ana Sayfa Köşe Yazarları 27.08.2020 15315 Görüntüleme
Gökhan Taneri Vural

Giresunlu bir ailenin Beykozlu evladıyım. Boğaziçi Üniversitesi Fizik mezunu olup bilgi iletişim sistemleri ve elektrik altyapı sistemleri kurdum. Yaklaşık 600 kişiye iş imkanı sağladım. Bu kişilerin büyük çoğunluğu Beykozludur. Siyasete girdim öncelikle Beykoz'a ve Ülkeme hizmet etmek için gönül verdim.Kırk yaşımdan sonra Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümünden sonrasında da Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Benim olduğu kadar tüm çocukların daha iyi şartlarda yaşaması için elimden geleni değil yapılması gerekeni yapıyorum. Daha da fazlasını yapacağım...

YERLİ VE MİLLİ

Falih Rıfkı Atay’ın 1962 yılında yazdığı bir makalesinde Cumhuriyetimizin kuruluş öncesi dönemi anlatırken “ Bir öz canımız, bir de camilerimiz yerli ve milli idi” diye yazmıştı. Şimdilerde yerli ve milli kelimeleri revaçta ancak Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyet olmasa ne yerli ne milli bir şeyimiz hatta ruhumuz bile olmayacaktı. Amerikan CIA da uzun yıllar görev yapan, malum terör örgütü liderine kefalet yazısı da yazan Graham Fuller “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabında açıkça “Kemalizm’i silmeden Türklerle baş edilemez” diye yazmıştı. Şimdi uzun uzun Atatürk’ün bu millet için anlamını anlatmaya gerek yok ancak Atatürk’ün itibarını zedeleyecek en küçük hareket kesinlikle yabancı mihraklara hizmet etmekten başka bir şey değildir. Peki, nedir bu Atatürk veya Cumhuriyet düşmanlığı? Hem de yerli ve milli kelimelerinin revaçta olduğu son zamanlarda?

30 Ağustos gibi diğer milli bayramlarımızı layığı ile kutlamak, yeni nesillerimize ecdadını anmasını sağlayacaktır. Atatürk ve silah arkadaşları anısına saygı duruşu yaparken, silah arkadaşlarının bizzat kendi ecdadı olduğunu düşünemeyen bir millet saygısızca başka bir düzen kursa ne olacak? Yahu Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun hiç değilse kendi torunlarınızın size küfür etmemesi için yapılan pek çok şeyi iyi düşünün. Gandi “ Türkler İngilizleri Çanakkale’de yenene kadar biz onları tanrı sanıyorduk” dedikten sonra, birleşmiş milletlerin eğitim bilim ve kültür örgütü UNESCO’nun bugüne kadar oy birliği ile aldığı tek karar ile 1981 yılını Atatürk yılı ilan etmesi yetmez mi? Pek çok milletin takdirini almış, yaptıkları ile örnek olmuş bir insanın hakkında bu kadar incitici sözleri bizzat kendi vatandaşları tarafından söylenmesi doğru değil. Kulağı ağrıdığı için törenlere gelmeyenler, eşofmanla resmi törene katılanlar, içinden geldiği gibi resmi törenlere katılmak isteyenleri engellemek sizce neye hizmet etmektedir. 36 ay vadeli düşük faizle kredi verilip tatil yörelerinde üst üste tatil yaparken, düğünlerde ve eylemlerde sopalarla mesafeyi koruyup halay çekenler varken, pandemi sebep gösterilip milli bayram kutlamalarını kısıtlamak ne demek?

Bu yazımda bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Milli bayramları olmayanların dini bayramları da olmaz.

Uluslararası ilişkiler de hak olmaz güç olur. Bu dünyada güçlü olabilmek için birbirine kenetlenmiş bir millet olmak gerekir. Bu birlikteliği veya ruhu bozacak en küçük davranış bile yabancı milletlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir. Atatürk’ün de dediği gibi “ İç cephe esastır. İç cephe sağlam olacak ki dış cephe de muvaffak olalım” Son olarak Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy dan bir dize yazayım. “İncitme yazıktır Atanı, verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.

26 Ağustos 2020

Gökhan Taneri VURAL

İlginizi çekebilir

SIKINTI

SIKINTI

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb