Ana Sayfa Köşe Yazarları 15.07.2014 3655 Görüntüleme
Gökhan Taneri Vural

Giresunlu bir ailenin Beykozlu evladıyım. Boğaziçi Üniversitesi Fizik mezunu olup bilgi iletişim sistemleri ve elektrik altyapı sistemleri kurdum. Yaklaşık 600 kişiye iş imkanı sağladım. Bu kişilerin büyük çoğunluğu Beykozludur. Siyasete girdim öncelikle Beykoz'a ve Ülkeme hizmet etmek için gönül verdim.Kırk yaşımdan sonra Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümünden sonrasında da Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Benim olduğu kadar tüm çocukların daha iyi şartlarda yaşaması için elimden geleni değil yapılması gerekeni yapıyorum. Daha da fazlasını yapacağım...

BEYKOZ’UN EN ÖNEMLİ SORUNU UYUŞTURUCUDUR.

BEYKOZUN EN ÖNEMLİ SORUNU UYUŞTURUCUDUR.

Her yerde söylüyor ve yazıyorum. Beykoz’un en önemli sorunu uyuşturucudur. Çocuklarımızın, geleceğimizin tehdit altında olduğu bir durum söz konusudur. Nasıl mı? Daha ne olsun: ilk denemede müptelası olunan, üstelik üç kuruşa neredeyse her köşede ve her saatte bulunan bir illetten bahsediyorum.  Üstelik tam bir kimyasal yani telafisi mümkün olmayan tahribatlar yaratan cinsten ve eroinden beter krize sebep olan cinsten bir kimyasal, halüsinasyonlar gösterip en akıllı çocukları bile sadece meraktan yakalayıp öldüren cinsinden. Allahım sen çocuklarımızı koru, bunu satan, imal eden, haberi olup ses çıkarmayan hatta bizzat bu işi yapanlara sen ne yapacağını bilirsin.

Gençlik demek delikanlılık demektir. Cinsiyet fark etmeksizin kan kaynar, hayatı tanımaya çalışır. Daha önce aynı yollardan geçmişlerin çektiği ahkâmları dinlemeksizin yaşar, ancak başına veya en yakının başına gelmeden durumun ciddiyetini anlamak pek kolay değildir. Yapılan yanlışlardan ders çıkarılarak öğrenilir. Bilim adamları bu yönteme deneme yanılma yöntemi derler, denemeden kolay kolay anlaşılmaz. Atalarımız bile “ Bir musibet bin nasihatten iyidir” demişler.

Hal böyle iken yaşı ilerlemiş, her ne kadar genç olduğumu iddia etsem de yukarıda belirttiğim yollardan 25-30 yıl önce geçmiş biri olarak düşündüm, ben ve akranlarım neleri denemeye kalktık diye.  Bizim zamanımızda yasakları çiğnemek için bira içerdik, kafalarımız iyi oldu mu anlamsız, saçma şeyler de yapardık ama hiç kimse fark etmese bile bizler sabah ayıldık mı pişman olurduk. Hatta kalbini kırdıklarımız olursa onlardan özür diler ve sonrasında onlara daha özenle davranırdık çünkü mahcubiyetimiz devam ederdi. Daha sonraları ağır ağabeylere özendik bizlerde ağır ağır davrandık, içtiklerimiz ile ne kendimize, ne de kimseye zarar vermemeye çalıştık.  Tabi alkoldü içtiklerimiz, eroin çeken hiç tanımadım ama esrar içenlere bile özenmezdik çünkü onlar ne bize örnek olabilirlerdi ne de davranışlarını tasvip ederdik.

Neden anlattım bunları bunları biliyor musunuz? Kendilerini bizlerden daha dindar olduğunu iddia eden bazı ağabeyler alkol konusunda gereksiz ve abartılı bir tutum geliştirdiler. Siyaseten kendi büyüklerine daha şirin gözükebilmek, belki de halkın gözünde itikatlarını daha da yüceltmek içindir.  Bu tutumun adı sıfır alkol, diğerleri ne olursa olsun. Önce içilmesi mümkün olan restaurantların ruhsatlarını vermemeye başladılar, sonra yol üstü içilmez adı altında bütün benzin istasyonlarında satışını yasakladılar, daha sonra diğer yerlerdeki satışını saat 22:00 den sonra yasakladılar, hatta şimdilerde alkol satışı yapan büfeleri saat 23:00 da kapatmaları için zorluyorlar.  Şimdi bu yazımda açıkça yazıyorum: gençlerin zaten zor olan yaşamlarında çiğnenmesi gereken yasakları denemeleri esnasında ortadan alkolü kaldırırsanız, sonucunda kazancı vergiden muaf olup hem de alkolden daha fazla olan uyuşturucu kol gezer. Hele bunlardan bazılarını doğal olduğu gerekçesi ile görmezden gelirseniz daha kazançlı olan kimyasal olanları her köşeden fırlar. İşin kötüsü engel olması gerekenleri bile ağının içine alır. Neyse ki şimdi kanun çıktı çıkacak sadece satana değil, içene, bulundurana da ağır cezalar verilebilecek. Biraz geç fark edildi ama sorunun çözümünde yinede mesafe alınacaktır.

Hepimizin çocukları var, kardeşleri var, komşuları var, sevdikleri var, uğruna kendi canından bile vazgeçebileceklerimiz.  Uğruna yıllarca canımızı burnumuza takarak, yılmadan her türlü zorluklara göğüs gerdiğimiz çocuklarımız. Geleceğimiz. Görmezden gelmeyelim, uyuşturucu ile mücadeleye destek verelim, ilgimizi biraz daha arttırmamız umuduyla  #gelecekicinelele

15 Temmuz 2014

Gökhan Taneri VURAL

info@gokhanvural.com

www.gokhanvural.com

Beykoz Uyuşturucu ile Mücadelede Kolkola

İlginizi çekebilir

TÜKENMİŞLİK SENDROMU

TÜKENMİŞLİK SENDROMU

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb