Ana Sayfa Güncel, Manşetler, Siyaset 29 Temmuz 2013 2383 Görüntüleme

BEYKOZ AK PARTİ İFTARINDA GEZİ PARKI!..


Beykoz AK Parti İlçe Başkanlığınca, Beykoz Koru Restaurantta düzenlenen iftara iki bin  partili katıldı.Adeta bir gövde gösterisi şeklinde de algılanan İftara, İstanbul Birinci Bölge Milletvekili Metin Külünk, İl Başkanı Aziz Babuşçu da katıldı. Ev sahibi konumunda olan Belediye Başkanı ve İlçe Başkanı Adem Sefer’in yanı sıra başkan yardımcıları ve ilçe yönetim kurulu üyeleri de hazır bulundu.  İl Başkanı Babuşçu yaptığı konuşmada, Gezi Parkı eylemleri ve dış güçlere dikkat çekti.

Beşinci dönem belediye başkanı Muharrem Ergül’ün de katıldığı iftar yemeğinin duasını, İftar  Beykoz Belediyesi danışmanlarından emekli din dersi öğretmeni Muhammet Küçükkonuklar yaptı.

Adem Sefer: Üçüncü dönem yine Ak Parti olacak.

Ak Parti Beykoz İlçe Teşkilatı Başkanı Adem Sefer yaptı. Sözlerine, teşkilat mensuplarına Ramazan bayramlaşması ile ilgili olarak bilgiler aktararak başlayan İlçe Başkanı, daha sonra yerel seçim konusuna değindi.

Adem Sefer, geleneksel bayramlaşma merasimin, “ Ramazan Bayramı’nın birinci gününde, saat 11.00’de Ak Parti İlçe binasında, 12.00’de ise Beykoz Belediye binasında gerçekleştirileceğini” belirterek,  söz konusu merasimde “ bir ilki” gerçekleştirmek ve Belediye binasında yaklaşık üç bin kişi ile bir araya gelmek istediklerini kaydetti. Sefer, şu açıklamayı yaptı: “ Yaklaşık üç bin kişi ile bir araya gelmek istiyoruz. Çünkü bizim bayramlaşmamız, coşkulu ve kalabalık bir şekilde olmalı.”

İlçe Başkanı, şunları söyledi: “ Önümüzde bir yerel seçim süreci var… Biz, 2 dönemdir Beykoz’da Ak Parti bayrağını dalgalandırıyoruz. İnşallah, Allah nasip eder ise, 3. dönemde yine Ak Parti bayrağını dalgalandırmak için hep beraber çalışacağız. Bu süreçte bizim Belediye Başkanı adayımızın veya Meclis üyemizin Ali veya Veli olması önemli değil. Önemli olan bu süreci, üçüncü dönemi Ak Parti hizmetlerini inşallah beraberce bir araya getirmektir.”

 

“ Bu anlamda, hep beraber çalışacağız. Ben şunu net bir şekilde söyleyeyim: Yerel seçimler ile ilgili olarak mahallelerimizde irtibat büroları kuruyoruz. Her mahallemizde irtibat büroları ile birlikte, sizlerin buraları şenlendirmesinden sonra ben inşallah inanıyorum ki, Beykoz’da yine Ak Parti rüzgârını hep beraber estireceğiz.”

Yücel Çelikbilek: Bu beraberlik daim olsun

Sefer’in ardından kürsüye davet edilen Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ise sözlerine teşkilat mensuplarının Vefa Yemeği’ne yoğun katılım göstermiş olmalarından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek ve “  bu beraberliğin daim olmasını dilediğini” kaydederek başladı.

Belediye Başkanı Çelikbilek, yakın zamanda idrak edilecek olan Kadir Gecesi’nin de herkes için mübarek olması temennisinde bulunarak, Teşkilat mensuplarını Bayram’ın birinci gününde İlçe binası ve sonrasında da Belediye Başkanlığı önündeki bayramlaşmaya davet etti.

Metin Külünk: Bu günlerin rüyasını gördük.

Çelikbilek’in ardından söz alan Beykoz’dan sorumlu İstanbul Birinci Bölge Milletvekili Metin Külünk ise, fondan yükselen “ Hedefimiz 2023” sloganı eşliğinde çıktığı kürsüde yaptığı konuşmada, Gezi parkı eylemlerine ve Mısır’daki olaylara da değinerek, söz konusu olayların ardında, çözüm sürecinden rahatsız olanların bulunduğunu belirtti.

Metin Külünk, konuşmasına başlamadan önce, Teşkilat mensuplarını, “  Kurulduğu günden bu yana bir rüyanın gerçek olması için, geceleri seher vakti duası ile seccadesini süslediği gözyaşları ile, akşamın bir vaktinde çaldığı kapıda gördüğü tepki karşısında gözyaşlarını içine hapsedip mücadelesine sabır ile devam eden, İstanbul’un, Türkiye’nin dört bir yanını bir gelinlik kızın çeyizini hazırlarcasına gösterdiği imtina ile nakış nakış işleyen, bir büyük davanın, bir büyük Türkiye idealinin vefalı, cefakâr, güzide ve çilekâr mensupları” şeklinde selamlayarak başladı.

Ak Parti iktidarının “ bir rüya gibi” geldiği benzetmesinde bulunan Milletvekili Metin Külünk, şunları söyledi: “ 1970’li yıllarda bizim çocukluğumuzu ve 1980’li yıllarda gençliğimizi bir büyük rüya ile süslediğimiz, ‘ acaba Allah o günleri bize gösterir  mi?’ diye kendi kendimize sorduğumuz ama azlığımızı çokluk bildiğimiz, ama çekilen çileleri gönül dergahındaki izzet bildiğimiz bu mücadelenin geldiği bu noktada, bu büyük heyecanın yaşanmasının en önemli müsebbipleri olan sizler, aslında bu akşam burada bir iftar yemeğinde değil, bir bayram şölenindesiniz.”

Mutfakta kollarını sıvamış çay demleyen bir İl Başkanı, bugünün Başbakanı: Recep Tayyip Erdoğan

“ Bu sofraları gördükçe gözümde 1980’ler canlanıyor. Yıl 1984. Masanın üzerinde sadece gazete kâğıtları var. Üzerinde de azık olarak domates, peynir ve ekmek. Mutfakta da kollarını sıvamış, çay demleyen bir İl Başkanı; bugünün Başbakanı, bu ülken lideri, bu coğrafyanın lideri, büyük Türkiye hareketinin lideri Recep Tayyip Erdoğan vardı. O gün gazete kâğıtları üzerinde domates, peynir, biber ve çay ile yemeğimizi yerken hissettiğimiz damak tadındaki güzelliklerin, bugün bu tablonun ortaya çıkışındaki sırların sırrı olduğunu hiç unutmadık, unutmuyoruz. Bunu unutmayacağız da çünkü biz Mekke’den Medine’ye göç eden Hazreti Peygamber’in Mekke’’den ayrılırken ki hüznünü, Bedir’de, nice az toplulukların çok topluluklara galip gelişindeki sırrın takibi olan o imanın mensuplarıyız.”

“ Biz bu coğrafyada ancak yeniden dirilişin, İstanbul’da ayağa kalkmanın gerçek olması ile mümkün olduğunu bilen bir büyük bir birlik hareketinin mensuplarıyız. Biz, bu coğrafyada kan ve gözyaşının bitmesi için, biz bu coğrafyada çilenin ve ısdırabın, kan ve gözyaşının yerini bir barış medeniyetinin, bir adalet medeniyetinin alması için, bu ülkenin ne anlam ifade ettiğini bilerek o büyük rüyayı, bugünlerin rüyasını gördük.”

Çokluğumuza çok güvenmenin bize hangi bedelleri ödettiğini unutmadan

“ Ancak, Bedir’i unutmadığımız gibi, Uhud’u da unutmayacağız. Hazreti Hamza’nın ciğerlerinin, yüreğin söküldüğü Uhud’daki komutanın emrini dinlemeyen okçuların İslam tarihinde, medeniyet tarihimizde neye müsebbip olduklarını unutmaksızın ve oradan ders çıkararak, çokluğumuza çok güvenmenin hangi bedelleri bize ödettirdiğini, ‘ başarı Allah’tandır’ı unutarak, kerameti kendimizde görmenin ne demek olduğunun bir fotoğrafı olarak Bedir’i unutmadan, Uhud’u unutmadan bu coğrafyada yeniden büyük Türkiye mücadelesine hep birlikte devam edeceğiz. Bu yolda küskünlük olmaz. Çünkü bu ülkenin mücadelesi bizim küskünlüğümüzden daha kıymetli. Çünkü bu medeniyet mücadelesi başarıya ulaşacak ki, Tunus kurtulsun, Afrika’daki aç çocukların açlığı gitsin, yerine bereket hâkim olsun, adalet hâkim olsun.”

Çözüm sürecinden rahatsız olanlar

“ Daha yolumuz uzun. İşte görüyorsunuz; Gezi Parkı! Çözüm sürecinden rahatsız olanlar ve dünya sisteminin, demokrasinin, özgürlük ve insan hakları kavramının ardına sığınarak, Mısır’da kenedi ürettiği değerler ile nasıl tenakuza ( çelişki) düştüklerinin ifadesini görüyorsunuz. Biliniz ki Mısır, Türkiye tarafında olmanın bedelini ödemiştir. Biliniz ki, bütün bu meselelerin başlayış noktası, Türkiye’nin 30 yıldır teröre kurban ettiği, kan ve gözyaşının yerini barışın ve adaletin, bir büyük Türkiye idealinin almasını gerçekleştirmek noktasında attığımız adımlardır.”

2014: Beykoz’u alacağız.

“ Şimdi önümüzde 2014 yerel seçimleri var. İstanbul bu anlamda, Beykoz bu anlamda (çok önemli.) Biliniz ki, Beykoz demek, İstanbul demektir. Bu büyük medeniyet mücadelesini İstanbul üzerinden bir hesaplaşmaya tabii tutmak isteyenlerin en çok ilgi göstereceği yer, Beykoz olacaktır. Beykoz’u hep birlikte alacağız ardından İstanbul’u yeniden alacağız, İzmir’i de alacağız, Antalya’yı da alacağız, Ankara’yı alacağız. Bütün Türkiye’ye bu büyük medeniyet mücadelesinin mühürünü vuracağız; ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu millet kendi iradesi ile ilk kez Cumhurbaşkanı’nı seçecek ve bu büyük medeniyet mücadelesi yoluna kararlılık ile, inanç ile, azim ile devam edecek.”

“ Abdülhamit’i unutmayın; ‘ Büyük Türkiye’ dediği için bedel ödedi; Adnan Menderes’i unutmayın; Turgut Özal’ı unutmayın. Üstad Bediüzzaman ile Süleyman Hilmi Turan ile, Mahmut Efendi ile, Ali Haydar Efendi ile Necip Fazıl ile, Nurettin Topçu ile, Sezai Karakoç ile bu büyük idealin mücadelesini verdiler ve biz onların açtığı izden yürümenin mutluğunu yaşıyoruz.”

 

Bayramdan sonra Beykoz’da kapı kapı dolaşacağım

Sözlerinin sonunda, teşkilat mensuplarının yerel seçim ile ilgili olarak ilçede yoğun bir şekilde çalışmaya devam etmelerini isteyen Milletvekili Metin Külünk, “ ben, bayramdan sonra Beykoz’da sokak sokak, kapı kapı, esnaf esnaf dolaşacağım; Beykoz’un dışında da kolay kolay hiçbir yere gitmeyeceğim. Bütün vaktimin tamamını Beykoz’da geçireceğim. Kimin ne sıkıntısı var ise, ne duymak istiyor ise, hepsi için milletvekili kardeşiniz olarak buradayım” dedi.

 

Aziz Babuşçu: Gezi Parkı dış güçler.

Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu yaptı. Yaklaşık 30 dakika süren konuşmasında, ağırlıklı olarak Gezi Parkı olaylarına değinen Babuşçu, söz konusu olayların Ak Parti’ye karşı değil, bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek üzere, uluslar arası işbirlikçiler tarafından düzenlediğini iddia etti. Gezi Parkı eylemlerinin “ dış güçler”in bir senaryosu olduğunu belirten Aziz Babuşçu, “ ancak dış güçler yerli işbirlikçiler ile hiçbir zaman bu kadar etkin bir şekilde birlikte hareket etmemişlerdi” dedi.

Babuşçu, “ bu Ramazan biraz buruk başladık” açılmasında bulunarak, “ heyecanımız biraz kısıldı doğrusu çünkü yakın coğrafyalarımızda, mazlum coğrafyalarda pek çok kardeşimiz çeşitli zulüm ve sıkıntı içinde Ramazan’a girdiler” dedi ve buna ilişkin olarak ise Suriye ile Mısır örneğini verdi.

Konuşmasının devamında, Mısır’da ilk defa halkın oyları ile seçilmiş olan Cumhurbaşkanı Mursi’nin askeri bir darbe ile “ bertaraf” edilmesinden sonra ülkenin Adeviyye Meydanı’nda düzenlenen mitingler ile Ak Parti’nin Gezi Parkı eylemleri sonrasında Kazlıçeşme Meydanı’nda gerçekleştirdiği miting arasında bir benzerlik kuran Ak Parti İl Başkanı, şunları söyledi: “ Adeviyye Meydanı’nda sizin gibi iradesini ortaya koyan ve direnişine sahip çıkan binlerce Müslüman kardeşimiz, bizim tıpkı Kazlıçeşme’de irademize sahip çıktığımızı haykırmamız gibi bir direniş muştusunu haykırıyorlar.”

 

Gezi Parkı muhataplığını hiç hak etmedik

“ Biz Ramazan’a girerken, hiç hak etmediğimiz bir şekilde Gezi Parkı üzerinde bir muhataplık ile karşı karşıya kaldık. Başlangıçta çevreci bir duyarlılık olarak algıladığımız, demokratik hak talebi gibi değerlendirdiğimiz ve bu anlamda da sayın Başbakanımızın ve vekillerimizin gruplar halinde dinlediği oradaki yapıyı anlamaya çalıştı bu süreçte…”

 

Yargı süreci var, tavrımızı ona göre alacağız.

“ Biz bugüne kadar bu ülkede her ne yaptı isek, milletten aldığımız güç ve milletimiz ile beraber gerçekleştirdik. Madem ki, Gezi Parkı üzerindeki yayalaştırma projesi hiç gündemde olmamasına rağmen Topçu Kışlası’nın yapılaşmasına dönük bir itiraz var ise bunu anlamaya dönük ne söylendiğini ve ona göre istişareyi öne çıkaran bir anlayış olduğu için dinledik. Ve sonunda sayın Başbakanımız dedi ki, ‘ bir yargı süreci var. Bu yargı sürecinin sonucuna göre biz tavrımızı ortaya koyacağız. Eğer yargı, ‘ bu proje doğru bir projedir, devam edilsin’ dese bile, bu kararı da İstanbulluların görüşüne taşıyarak, ne düşündüklerini aldıktan sonra projeyi devam ettireceğiz. Eğer yargı olumsuz bir karar verir ise, o zaman da biz bu ülkede hukukun verdiği çok fazla kararlar ile haksızlığa uğramış olmamıza rağmen, nasıl hiç itirazda bulunmamış isek, elbette ki böyle bir karara da itirazda bulunmayız ve mesele kapanmış olur.”

Sayın Başbakan hedefti.

“ Ama gördük ki, mesele ne 3 tane ağacın sökülüp bir başka yere nakledilmesidir,  ne yayalaştırılma projesidir, ne de Topçu Kışlası’nın ihya edilip edilmemesi ile ilgili bir meseledir. Mesele, bunun çok ötesinde, bu ülkenin 10 yıllık Ak parti iktidarında sağladığı bütün imkânları, gücü, liderliği, sorun alanlarında çözüm üreten bir ülke olma konumunu hazmedemeyenlerin, uluslar arası güç merkezleri ile yani işbirlikçilerinin bir senaryosu olan ve sadece ve sadece Ak Parti’nin kurumsal kimliğinden ziyade, sayın Başbakan’ı hedef alan, onu bertaraf etmeyi hedefleyen uluslar arası bir proje ile karşı karşıya olduğumuzu gördük. Bu projenin bir tek amacı vardı: Sayın Başbakan’ın bizatihi kendisi, Ak Parti’nin kurumsal kimliği değil.”

 

Yerli işbirlikçiler bu defa çok açık oynadılar!

“ Kurulduğumuz günden bugüne kadar bu tür pek çok proje ile karşı karşıya kaldık. Ak Parti’yi bertaraf etmek isteyen, kapatmak isteyen, hukuk müdahaleleri ile önünü kesmek isteyen, çeşitli merkezleri harekete geçirmek sureti ile bu yürüyüşü durdurmak isteyen çok oyun ile karşı karşıya kaldık. Ama bu defa dış güçler bu oyunun içerisinde daha öncekilere nispeten çok daha etkin yer aldılar. Yerli işbirlikçiler, belki de o dışarıdaki güç merkezlerinin kendilerine telkin ettiği, ‘ bu işi bu sefer bitirdik’ anlayışı içerisinde çok açık oynadılar.”

 

CNN International, BBC, Reuters…Amaç Türkiye’de kan gövdeyi götürüyor algısı.

“ Taksim Gezi Parkı özelindeki hadiseyi düşünün ki, CNN International, BBC, Reuters sekiz saat canlı yayın ile ve gaz maskesi savaş muhabirleri ile dünyaya duyurdu. Amaç, ‘ Türkiye’de kan gövdeyi götürüyor’ algısını dünya kamuoyu nezdinde bir kanaat haline getirmek ve Türkiye’de Ak Parti’nin bertarafına dönük baskı merkezleri oluşturmaktı.”

 

Yerli işbirlikçiler ile hiçbir zaman bu kadar etkin hareket etmemişlerdi

“ Yerli işbirlikçileri biliyoruz; bugüne kadar onları tanıdık, onların bizi bertaraf etme noktasındaki senaryolarını biliyoruz ama dış güçler hiç bu kadar etkin bir şekilde yerli işbirlikçiler ile birlikte hareket etmemişlerdi. O da şu: Batı, hiçbir zaman güçlü bir Türkiye’yi kabul etmez. Hiçbir zaman dünya, lider bir ülke, sorun alanlarında çözüm üreten lider bir Türkiye’yi kabul etmez. Türkiye’nin her zaman bu toprakların hasta adamı olarak kalmasını, iyileşmemesini ama ölmemesini de arzulayan bir Türkiye görmek istemiştir. Halbuki biz geldik, bu hasta adam yatağında önce şöyle bir oturdu. Sonra ayağa kalktı, sonra yürümeye başladı, yetmedi koşuyor şimdi. Bu koşmanın tökezletilmesi lâzım; tekrar yatağa döndürülmesi lâzım. Bu senaryonun bir gerekçesi de bu.”

 

Bizim sorumluluğumuz çok ağız, vebal de taşıyor.

Sözlerinin devamında, Ak Parti olarak 2014 yılında yerel seçimleri almalarının, dünyanın tüm mazlum coğrafyaları için daha büyük bir anlam ifade ettiğine işaret eden Babuşçu, “ o zaman bizim sorumluğumuz çok ağır;  vebal de taşıyan bir sorumluluk. Keyfi davranamayacağımız bir sorumluluk” dedi ve teşkilat mensuplarının bu uğurda çalışmasının ve birlik ve beraberliğin öneminin altını çizdi.

 

Bosnalılara yapılan tehdit ve Gezi Parkı bağlantısı

Balkanlar’da yaşayan Müslümanların da güçlü bir Türkiye istediğini örnekler ile açıklayan Babuşçu, “ Gezi Parkı’nın hemen ilk haftasında, aynı coğrafyalardan bize nasıl bir haber geldi biliyor musunuz? Oradaki Sırplar, Hırvatlar ve diğer etnik kökenler Bosnalılara dediler ki, ‘ bakın lideriniz alaşağı ediliyor, biz de sizin ile hesaplaşacağız!”  dedi.

 

Farklı senaryolar tekrar gelecek.

İl Başkanı, Beykoz İlçe Teşkilatı mensuplarına, “ Gezi Parkı’nın üzerindeki senaryoyu fark ettiysek, o zaman önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bunun farklı senaryolar ile tekrar tekrar deneneceğini de bileceğiz. Onun için saflarımızı sıklaştırarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz” şeklinde seslendi.

 

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb