AYDIN DÜZGÜN İLÇE BAŞKANI..

Üç adayla gidilen CHP Beykoz İlçe Kongresini, 227 oy alan İBB Meclis Üyesi Aydın Düzgün kazandı. 401 delege oy kullandığı kongrede, Mahir Taştan 157, Elif Çelik 15 oy aldı, İki oy geçersiz sayıldı.

Divan ve açılış konuşmalarıyla başlayan olağan kongreye İstanbul birinci bölge Milletvekili Akif Hamzaçebi, eski İlçe Başkanları, partililer ve delegeler katıldı.

Divan Başkanlığını eski ilçe başkanlarından İsmet Konca’nın yaptığı CHP 36 ncı kongresinde konuşan Akif Hamzaçebi, “Ülkeyi 15 yıldır yöneten iktidarın nefesinin tükendiği görülüyor. Her geçen gün halkla eşitsizlik ve adaletsizlik dağıtan bir sürecin içindeyiz. Böyle bir süreçte Cumhuriyet Halk Partisi kongreleri ciddi bir alternatiftir. Büyük mücadeleyi veriyoruz, uzun solukludur. Dün olmadıysa sıra bugündür, olmadı yarındır. Yarın bunu mutlaka başarmalıyız. Burada en büyük görev CHP örgütüne düşüyor. Bugüne kadar seçimlerde partimizi, temsil ettiğimiz anlayışı iktidara taşıyamadıysak yanlış ve eksiklik bizdedir. Bunu düzelterek en doğru olanı yapacağız. Buna ilişkin inancım tamdır. Siyaset demek mücadele demektir. Daha iyisini yapma iddiasında olmak demektir. Üç Adayımız var. Yarın için daha iyisini yapacakları iddiasında bulunuyorlar. Biz daha özgür, adaletli, eşitlikçi bir Türkiye hedefleri için yola çıktık. Beykoz’da anlatacağımız çok şey var. 2011 seçimlerinde ben 1. Bölge adayıyken, burası çalışmalarımın ağırlığını oluşturan bir ilçe oldu. Beykoz’da imar ve mülkiyet problemi vardı. Genel Başkanımız, vatandaşımızın bütçesine göre arazilerini vereceğiz dedi. O günün Başbakanı, şu an Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, o zaman her ilçede konuştu. Biz makul fiyatlarla vereceğiz dediğimizde Sayın Erdoğan, bize kimin malını kime veriyorsunuz demişti. O zaman da bizim sözlerimizle adım atma ihtiyacını duydu ve bize halkımız muhalefet görevini verdi. Siyasette küsmek olmaz, halk bize görev vermedi. Kasım 2011’de biz teklifi verdik, hükümetin kendi tasarısını verdiği tarih Mart 2011’dir. 2B konusunda ne kadar adım atılmış ise bunda örgütümüzün emeği vardır. Beykoz halkının yüksek sesi vardır” dedi.

Kura çekilişi ile İlçe Başkan adaylarının konuşmaları belirlendi.

İlk konuşmayı Elif Çelik yaptı. Atatürk’le konuşmaya başlayan Elif Çelik,

“O korkusuz adam ne yaptı. Önce yedi düvele meydan okudu. Son nefesini verene kadar devrimlerle ışık oldu. Onun bıraktığı yerden bugünlere getirenlere minnettarız. Şimdi sıra bizde, mücadele devamlılık arz eder. Ancak o zaman hedefimize ulaşır, iktidar oluruz. Bu partiye geçmişte seçilmiş başkanlarımıza ve mevcut ilçe başkanımıza teşekkür ediyorum.

Bizler yıllardır sokakta partimizi anlatmaya çalışıyoruz. Güçlü bir örgüte sahibiz, bu örgütle hep birlikte partimizi 2019’da iktidara taşıyacağız. İşsizlik, mülkiye ve bağımlılık ile ilgili çalışmalarımızla iktidara adım adım yürüyeceğiz. Etkin muhalefetle Beykoz halkının daha iyi hizmet etmeye çalışacağız.

İşte kardeşiniz burada, ben Cumhuriyet kadınıyım. Örgütümün ve Beykozlunun lehine bu göreve talibim. Ben şimdi bu kürsüden geçmişte yaşanan olumsuzlukları unutarak hepinizi birlikte davranmaya davet ediyorum. Ön yargılarından arınmış, iktidara odaklanmış bir örgüt yapısının oluşturulmasını sağlamalıyız. CHP’li olmak devrimci olmak demektir. Bizler bunu kendimize görev bilerek

Lütfen oy verirken, aklınızı, vicdanınızı burada neden bulunduğunuzu düşünün. Bu partide hizmet edeceklere şans verin. Bu örgütü yönetecek insanları doğru seçmelisiniz. Tarlada izi olanlarla olmayanları ayırt etmelisiniz. Bu ışık iktidar yürüyüşü olacaktır. Biz bu göreve seçeceğiniz yol arkadaşlarımızla hazırız.”

İkinci konuşmayı İBB Meclis üyesi da olan CHP Beykoz İlçe Başkan adaylarından Aydın Düzgün yaptı. 2014 Yerel Seçimleri’nde CHP Beykoz Belediye Başkan Adayı olan Hızır Yılmaz’ın örgütü çok yorduğundan söz eden Aydın Düzgün, “Sayın Hızır Yılmaz, çıktı aklı sıra Aydın Düzgün’ü eleştirdi. Sayın Yılmaz, CHP Beykoz örgütünü o kadar çok yordun ve üzdün ki, ben söyleyecek bir şey bulamıyorum. Bir dur ve dinlen.

Tokatköy’den Yenimahalle’ye kadar geziyorum. Örgütte çok ciddi güven problemi var. İnsanlar inanmakta zorlanıyor. Acaba yine kandırılacak mıyız? Diye. Bütün örgütümüzün kararının vicdanlarının sesi olduğuna inanıyorum.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı partimize binlerce lira ceza kesti. 2014 usulsüzleri nedeniyle bu cezaları yedik, kaçtı gitti. Şimdi burada hepsi burada Aydın Düzgün başkan olmasın diye uğraşıyorlar.

Gülay hanımda olmayayım diye çok uğraşıyor. CHP’liler hiçbir şey dağıtamazken, eğitime destek derneği dağıtıyor. Kimse kendi kendine CHP’yi kullandırmayacak. Belediye Başkanı beni destekliyormuş. Türkçesi tam tersi değil de öyle böyle diyenler oldu. Sayın Mahir Taştan’a Meclis Üyelerinin oluru varmış, şunu bunu yaptırmazlarmış. Beni herkes bilir, Belediye Başkanının kapısında esas duruşta beklemem. Bütün adaylar bizim adayımızdır. Hiçbirine saygısızlık yapmam söz konusu değildir. Ben olanları söylüyorum, bunları da birileri söyleyecek.

Adaylığımın partili partisiz neredeyse tüm Beykoz’da çok ciddi bir etki yarattığı aşikârdır. Yıllardır Beykoz’un düğününde cenazesinde nişanında her yerinde ben varım. Herkes ektiğini biçecek. Biz 1978’den beri hep iyi tohumlar ektik, insan biriktirdik. Biz bugün burada sadece CHP Yönetimine talip olmadık. Yıllardır verdiğimiz mücadelenin meyvesini almaya geldik. Türkiye’nin dört bir yanından üyelerimizle kavgasız anlaşabiliyoruz. Bugün Beykoz’un her yerinden arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Ben ve ekip arkadaşlarım yıllardır verdiğimiz mücadelenin meyvesini alacak ve parti içi kavgaların bitireceğiz.”

Kongrede son konuşmayı ilçe Başkanı Mahir Taştan yaptı. Kongrede yeniden aday olan Taştan, “Ekonomi kötüye gidiyor. Bunu her alanda gelen zamlarla görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Mecliste ek borçlanma talebi çıkardılar. Sonradan öğrendim ki bu parayı zaten kullanmışlar. Bu bütçe 33 milyar TL, halk askeri ücretle geçinmeye çalışırken, bunlar adalardan vergi kaçırıyorlar. Eniştesi Ziya İlgen öğretmen olarak 2,5 milyon doları nerden buldu? Benim babam da öğretmendi. Bizi onlardan ayıran en büyük özelliğimiz helal kazancımızdır. Birde Reza Sarrap olayı var. Bu zihniyet Zarrap için ABD’ye nota verdi. Dünyada Türkiye’nin adını rüşvetçi yaptılar. Her tarafta ayrı bir rezalet var. Çocuklara tecavüz edilen vakıfları kapatmayanlar, aklamak için kendi aleyhinde suç duyurusunda bulunan belediye başkanımızı görevden alıyorlar.

Bunlar CHP’nin belediye başkanıdır. Genel Başkanımızın dediği gibi, adalet yürüyüşüne çıktığında mazlumlar için, tutuklu gazeteciler ve milletvekilleri için yürüdü. Haksız yere görevinden atılanlar için yürüdü. Her türlü demokrasi için yürüdük. Hapisteki askeri öğrenciler için yürüdük. 15 Temmuz’da boğazı kesilen asker için, tek adam rejimine karşı durmak için yürüdük. Terör örgütlerine karşı olduğumuz, gazi meclisimize sahip çıkmak için yürüdük. KPSS sınav soruları çalınıyor. KHK’larla haksız yere işten atılan ve açlık grevinde olan Nuriye ve Semih için yürüdük.

FETÖ’nün siyasi ayağı ve gerçek darbeciler ortaya çıkarılsın diye yürüdük. Haksızlık nerede olursa olsun, CHP olarak her zaman her yerde bu yürüyüşe devam edeceğiz.

Dış politikamızın ne olduğu belirsiz, herkesle düşman olduk. Ne yapacağımız belli değil, Allah’a emanet bir dış politika, içler acısı bir iç politikamız var. PKK ile görüşmedik dediler, sonra görüştük dediler. Şimdi toplamaya çalışıyorlar. Eğitim sistemini ne yapacaklarını şaşırdılar.

Yetmiyor gibi bir de Atatürk’ü müfredattan kaldırıyorlar. Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Bu zihniyetin her zaman karşısındayız.

Tüm devlet kuruluşlarını sattılar. Dolar 4, mazot 5 lira oldu. Gelir adaletsizliği zirveye çıktı. Yandaşlar zengin oldu, vatandaş fakirleşti. İki köprü yaptılar, ikisi de ateş pahası. Bu zihniyetle beraber her şey başımıza geldi. Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkeyi bundan daha karanlık bir tablodan kurtardı. Biz CHP olarak bu ülkeyi kurtaracak ve bu ışık Beykoz’dan yanacak.

Ülkemizde 2019’da her alanda seçimler olacak. AKP iktidarı adaletli bir seçimi kazanamayacağını biliyor. O yüzden OHAL sürmeye devam ediyor. Halkın büyük çoğunluğunun kendilerine olduğunu da biliyor. Toplumsal ve siyasi tercihler üzerinden kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Yanılıyorlar ve halkın gücünü unutuyorlar.

Her türlü engellemelere hazır olmalıyız. Biz hakemi de yeneceğiz, kralı da yeneceğiz. Önce Beykoz’da sonra Türkiye’de iktidar olacak. Halk olarak geçit vermeyeceğiz. Beykoz’u 13 senedir bu zihniyet yönetti ve hiçbir şey kazandırmadılar. Beykoz’un ormanlarını talan etmelerinden başka bir şey bulamıyoruz. Fabrikaları kapattılar. Vatandaşları işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm ettiler. Uyuşturucu illetine bu vatandaşlar mahkûm oldu. İmar sorununu güya çözdüler. Yine söylüyoruz, bunun çözümü rantçı kesimi söküp atmaktan geçiyor. Fabrikalar şimdi otel olmak üzere, bir de damadımız var. Nun okulları gerçeği var. Beykoz’da mücadelemiz bitmeyecek. Bizi diğer arkadaşlarımızdan ayıran en büyük özelliğimiz de budur, biz muhalefete değil, iktidara talibiz.

İlçemizde üniversitelerde okuyan birçok öğrenci arkadaşımız ve bunların sorunları var. Bunların çözülmesi için çalışacağız. Mahallelerde bir araya gelerek, çıkan problemlerin çözüme kavuşması yolunda çok önemlidir. Gençlere çok önem veriyoruz. Onlar bizim geleceğimiz, her mahalleye bir gençlik evi projesiyle geliyoruz. Uyuşturucu ve bağımlılıktan uzaklaştırmaya yönelik katkıda bulunacağımıza inanıyoruz. Gençlik evinde her türlü sanatsal etkinliklere devam edeceğiz. Gençliğin dinamizmi siyasette ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Kadınlarımıza hem sosyal hem de dikiş nakış kurslarıyla ailelerine katkıda bulunmalarını sağlayacağız. Her evin anahtarı olan kadınlarımızla birlikte Beykoz’da her eve girecek, üye sayımızı arttıracağız. Her mahallede her sokakta örgütleneceğiz. Girmedik ev, sıkmadık el bırakmayacağız. İlçe Başkanlığımız sırasında asla en önemli zamanda gemiyi terk etmeyeceğiz” dedi.

Konuşmaların ardından oylamaya geçildi. Saatlerce devam eden oylama sonucunda yapılan sayım sonrası Aydın Düzgün 227 oyla CHP Beykoz İlçe Başkanlığı’nı kazandı. Kongrede Mahir Taştan 157 oy alırken, Elif Çelik, 15 oy da kaldı…

Başkanlığı ilan edilen Aydın Düzgün, yapmış olduğu teşekkür konuşmasında, “Ne denir bilemiyorum, bu süreçte kırıp döktüğüm üzdüğüm herkesten özür diliyorum” ifadelerini kullandı.

Başkan Düzgün’ün listesi şu isimlerden oluştu:

Başkan: Aydın Düzgün

YÖNETİM KURULU (Asıl)
Onur Aygün
Bahar Doğru
Ramazan Gül
Kamil Adnan Güler
Temel Karadeniz
Sinan Kaya
Tuncay Koçak
Hüseyin Okumuş
Fuat Öztürk
Cemal Sataloğlu
Demet Yeşilbaş
Burcu Yaman
Cansu Yıldız
Nusret Yılmaz
Gülsüm Yılmaz
İsa Yılmaz

İL DELEGELERİ

Muhsin Devrim Altıntaş
Nihat Arıcan
Naci Candaş
Metin Çanak
Hıdır Gültekin
Ramazan Melih Karakaya
Ercan Kaya
Yasemin Özdemir
İsmet Öztürk
Yücel Zara

36.CHP KONGRESİNDE, BEYKOZ İLÇE BAŞKANLIĞINI KAZANAN AYDIN DÜZGÜN’ÜN GAZETEMİZE GÖNDERDİĞİ KONUŞMA TAM METNİ ŞÖYLE:

Cumhuriyet Halk Partisinin değerli üye ve delegeleri hepiniz hoş geldiniz.

Mustafa AL kardeşime acil şifalar diliyorum…

Meclis üyesi arkadaşım Süleyman KILIÇ’ın da başı sağ olsun…

Bugün yapılan ilçe kongresini kazanmamız birçok insanı can-ı gönülden memnun edecekken, bir kısım insanı da maalesef üzecektir. Siyasetin doğası ve insanın özü gereği herkesi memnun edememekteyiz. Nasıl Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı bazı yobaz güruhları rahatsız edecekse, benim ve ekibimizin parti içi bu seçimi kazanacak olması da bizim partideki politik kurnazları çok üzecektir, şimdiden özür diliyorum kendilerinden.

Adaylığımın partili, diğer partili, partisiz neredeyse tüm Beykoz’da, çok ciddi bir etki yarattığı aşikardır. Neden derseniz yıllardır Beykozlu’nun düğününde, cenazesinde, sokağında, işyerinde, kahvehanede, evlerinin içinde her zaman beraberdik. İnsanımız asla yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmuyor. HERKES EKTİĞİNİ BİÇECEK, BU İYİ BİLİNSİN! Biz 78’den beri BEYKOZ’a hep iyi tohumlar ektik. İnsan biriktirdik.

Biz bugün burada yalnızca ilçe yönetimine talip olmuyoruz. Biz bugün yıllardır verdiğimiz mücadelenin, meyvesini almaya geldik. Parti içinde yaratılan suni çıkar kavgalarına alet edilmiş Doğu Anadolulu, Karadenizli, İç Anadolulu, Güney Doğu Anadolulu, Egeli, Akdenizli, Marmaralı üyelerimizi kayıtsız, koşulsuz, çıkarsız anlaşabildikleri bir noktaya getirdik. Bugün ekibimizle, güzel yurdumuzun her yerinden arkadaşlarımızla çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz.

Ben ve ekip arkadaşlarımın parti içinde yıllardır vermiş olduğumuz bu kararlı mücadelenin bugün meyvesini toplama günüdür.

Bugün parti içindeki kavgaların söndüğü gündür.

Bugün gelecek güzel günlerin ilkidir.

Bugün şapkamızı önümüze koyup düşündüğümüzde;

Ortadoğu ve Dünya’nın yeniden büyük savaşlar iklimine doğru gittiğini üzülerek görüyoruz.

Birinci CİHAN HARBİ sonrası çizilen sınırlar yavaş yavaş değişme eğilimine girdi.

Rusya’nın Kırım’da, Amerika’nın Irak’ta yarattığı durum, süper güç tabir edilen ülkelerin çıkarları doğrultusunda yeni oyun planlarının kurulduğunu fiili olarak da ortaya çıkartmıştır.

Bizler bunu her dile getirdiğimizde BÜYÜK-KANDIRILAN ve küçük kandırılmışlar, inanmaktan ziyade; güç ve para kaygısıyla bizlere hariçten gazel okumuşlardır.

Büyük-Ortadoğu Projesinin eş-genel başkanı olduğuna uzun yıllar inanan sayın Cumhurbaşkanı bu süper güçlerin tetikçiliği görevini üstlenmiş, kah başarılı, kah başarısız olmuştur. Arap baharı boyunca sonuçlarını hesaplamadan yapmış olduğu çıkış ve müdahalelerle Ortadoğu’nun bugünkü hali almasında, kan gölüne dönmesinde maalesef çok kötü bir rol oynamıştır.

Akp politikalarını genel itibariyle odun kırmaya benzetiyorum. Hemen sonuç almaya yönelik politikalar bunlar. Matematiğin en önemli prensiplerinden NEDEN-SONUÇ ilişkisiyle akıl etmeyi Akp’nin ne dış politikalarında, ne tarım politikalarında, ne spor, ne de enerji politikalarında maalesef göremiyoruz.

Enerji ihtiyacımız var…

En kolayı nükleer enerji santrali…

O zaman nükleer santral inşa edelim…

Şeklinde gelişen düz mantık işlerdir bütün yaptıkları. Çanakkale’de katılmış olduğum enerjide adalet çalıştayı sırasında ortaya çıkan sonuç şu olmuştu; 30 yılı aşkın süredir dünyada hiçbir ülke nükleer enerji santrali inşa etmiyor. Kısa vadede bir enerji avantajı sağlamasına rağmen, uzun vadede atık depolama, bakım, kapatma maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda son derece zararlı bir ekonomik projedir nükleer santraller.

Enerji alanından verdiğim bu örneği, dış politikada, Libya ve Kaddafi ile ilişkilendirirsek, benzer mantığın işlediğini göreceğiz.

Kaddafi güçlüdür, Kaddafi’nin petrolü vardır…

Kaddafi’yi devirirsek güçlü oluruz, petrolünden de pay alırız… Böyle akıl yürüttüler, davrandılar.

Kaddafi’nin Avrupa ile Kuzey Afrika arasında nasıl bir denge merkezi olduğunu bilmezsek, Libya halkının hangi değer ve dengeler üzerinde yaşadığını bilmezsek yaptığımız eylem bugün olduğu gibi bize ve Libya halkına son derece pahalıya patlayabilir.

Yine bugün KUDÜS sorunu ortaya çıkmıştır. ABD başkanının koltuğa geçer geçmez neden Arabistan’a ziyaret gerçekleştirdiğini okuyamayan iktidar Kudüs’ün İsrail’in başkenti ilan edilmesini okuyamaz. Arabistan’ın neden Kudüs konusunda sessiz kaldığını çözümleyemez. Birleşik Arap Emirliği’nin bizi kutsal emanetleri çalmakla suçlamasını anlayamaz. Ancak bağırır çağırır tehdit eder.

İsrail devletini kuran Histadrut sendikasını; bakın burası önemlidir, İsrail bir sendika tarafından kurulmuştur, bunu bilmeyen iktidar ya da siyasetçi İsrail politikalarını anlayamaz. Bu konuda yazılmış onlarca akademik makale incelenmeden, doktora tezleri tekrar tekrar tartışılmadan, ben yaptım oldu mantığıyla işleyen siyaset az önce de söylediğim gibi odun kırmaya benzer. O baltanın sapı mutlaka bir gün kırılır ve kullanıcısını yaralar. Maalesef iktidarın bu hatalarını toplumca ödüyoruz.

EVET değerli arkadaşlar;

Bunlar bugün bizim işimiz değildir. Bizim işimiz Beykoz’dur, fakat sevgili ÖRGÜTÜMÜZ; bizim işimiz aynı zamanda İL Yönetimini de belirlemektir. Parti Meclisini belirlemektir. Kısacası belirleyici olmaktır. Eğer biz liyakat sahibi insanları gerçekçi politikalar üretmeleri için doğru yerlere taşıyamazsak, burada gerçekleştirdiğimiz bu mücadele de boşa gider.

Akp’nin en büyük eksiği liyakat sahibi insanlara gerekli koltukları teslim etmeye korkmasıdır. Liyakat sahibi insanlar o koltuklara geçtiğinde kimse memlekette fütursuzca at koşturamaz. Herkes bildiği, eğitim aldığı işi yapmalıdır.

EVET BİZİM DERDİMİZ ÖNCE BEYKOZ;

Liyakat ilkesinden yola çıkarsak bugün Beykoz’a bakıyoruz ve karşımıza Beykoz Belediyesi çıkıyor. Beykoz halkının sorunlarını bilmeyen, Beykoz’un alt ve üst yapı sorunlarından anlamayan siyasetçiler maalesef koltukları doldurmuş durumda.

Beykoz’un derdi malum bugün sokakta kime sorsan ilgili ya da ilgisiz aynı şeyleri söyler artık halkımız ezberledi. MÜLKİYET + PLAN

Beyler haddim olmadan bir şeyler demek istiyorum ama haddim çünkü ben ve ekibim bu işi en iyi bilen ekibiz. Eğitimimiz bu.

MÜLKİYET! Evet haklarını yememek lazım bu sorun belli bir oranda çözüldü. Ama iyi ama kötü eleştirilecek çok yön var aslında çözdükleri de ayrı bir sıkıntı, yeni mağdurlar yarattılar. Yok eylemli orman, yok ön görünüm, yok koruma bandı derken çözümsüz bir sürü alan yarattılar. Teknik alt yapısı çözülmemiş bir bölgede tapu vermek yalnızca insanların daha sağlıksız daha çağ dışı binalarda, evlerde oturmasını sağlar.

Ön görünüm belasından kurtulmak için de her türlü çabanın içerisinde olacağız. Dünya kenti olan Beykozumuza yakışmayan bu sorunun çözülmesi için milletvekillerimiz aracılığıyla önergeler sunulmasına çalışacağız. Akp’nin çok korktuğu bu sorunun üzerine üzerine gideceğiz.

PLAN! Evet planlar yapılıyor, peki bilen var mı? Vatandaş bilmiyor, sanırım belediyedeki teknik personel de bilmiyor. Bu sır neden?

Tek bildiğim halktan bir şeyler saklanıyor. Yoksa yine ranttan nemalanan iktidar yanlısı sermaye mi bu işleri PLANLIYOR?

İmar hazır denilen mahallerimizi, mesleğim gereği bir mühendis gözüyle incelediğimde şu sonuç çok açık.

MAHALLE SAKİNLERİ EVLERİNE BİR ÇİVİ DAHİ ÇAKAMAYACAK.

Akp üyesi olmayan ya da açıktan işini gördüremeyen kimse çatısını dahi tamir ettiremeyecek.

Neden mi?

İzah edeyim.

Eğer kendinize ait arsaya bir ev yapmak istiyorsanız, parselinizin 18. Madde uygulaması görmüş olması zorunluluğu var. Ben mesleki kariyerim boyunca defalarca 18 uygulaması ihalesi aldım ve layıkıyla yerine getirdim. Kavacık mahallemizde bulunan neredeyse tüm parsellerde imzam vardır. Fakat biz bu uyguamaları yaparken burada 3-5 tane ev vardı, arsalar büyüktü sorun yaşanmadı.

Yoğun yerleşim bölgesi olan bu 4 mahallemizde yapılmış olan planlarda 18. madde uygulama alanlarının fazlalığından dolayı uygulanması vatandaş için neredeyse imkansızdır… akla ve hakkaniyete uygun tatbik edilmesi mümkün değildir. Uygulama sonucu her sokakta onlarca insan küçük küçük parsellere hissedar yapılacaktır ve birbirleriyle anlaşmaları, hemen sonrasında da müteahhitlerle anlaşmaları zorunluluğu doğacaktır. 200 metrekare bahçe içinde 3 katlı, 4 katlı evi olan bir vatandaşa sunulacak en yüksek teklif kanımca yarım ya da bir daire olacaktır. Anlaşma olmayacağından fiili yapılaşma değişmeyecektir.

Kavacık Yeni Cami’nin arka tarafında bulunan 542 ada örneğin. 30 yıldır imarı var da ne oluyor. Orada yaşayan neredeyse tüm vatandaşların müteahhitlerle anlaşması isteniyor, tabi bu da gerçekleşmesi pek mümkün bir şey değil.

Haa İmar gelen yerler, inşaata başlayacak alanlar yok mu? Tabi ki var ama onların da vatandaşla bir ilgisi yok. 18 uygulamasından sonra 3 dönüm, 5, dönüm üzeri arazi toplayan büyük inşaat firmaları anında inşaata başlayabilecek.

Açıkçası bu planlar yalnızca boş arazilere, tapumu alamam korkusuyla haraç mezat arsasını evini satıp giden Beykozlu’nun arsalarına yapılacak. Beykozlu’nun alım gücünün çok çok üzerinde rakamlara da daireler satılacak. Başlayan yapılaşma, Beykozlu arsasını değerinin altında satmaya devam ettikçe, zorlaya zorlaya devam edecek.

Ben bu konuları yeterince detaylı şekilde biliyorum. Belediye meclisinde de Büyükşehirde de bağıra bağıra söylüyorum. Durum öyle bir hal aldı ki, beni gören diğer meclis üyeleri ne plan üzerine, ne mülkiyet üzerine benimle konuşmaktan kaçınıyorlar.

Dertleri halk olmadığından onları ilgilendirmiyor söylediklerim. Eminim ilgilendirmeyecek de.

Amaaa biz 2019’da Yerel Seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarını kurduğumuzda, vatandaş olarak Yücel Çelikbilek kendi arsalarının imarı için bizim meclis üyelerimizin yanına geldiğinde eminim ki her vatandaşa davranıldığı gibi kendisine de hakkaniyetli davranılacaktır. Hiç korkusu olmasın.

Dostlar, vatandaşımızın mülkiyet ve imar sorunu vardır, en iyi biz biliriz.

Vatandaşımızın en yakınında biz varız. Aynı dertten bizler de mustaribiz, aynı dertle biz de geceleri uykusuz kalıyoruz. Biz hem halkımız hem kendimiz için uykusuz kalıyoruz. Bu problemlerin tek ve nihai çözümünü biliyoruz. Bugüne kadar partimizce neden yapılamadı? Partimiz hem içeride, hem dışarıda ucuz siyasi çatışmalara kurban edildi. Beykoz’umuzda maalesef, yalnızca ‘’İL DELEGELERİNE’’ değer verildi. Bugün de karşımızda aynı yapı direnmektedir.

YIKACAĞIZ.

BUNDAN BÖYLE;

Beykoz ilçe örgütümüz içinde HİÇ KİMSE,

‘’sen şuralısın, bizdensin’’

‘’sen buralısın, şunlara sakın oy verme’’

‘’sen bizi sattın’’

Gibi söylemlerde bulunamayacak, İZİN VERMEYECEĞİZ!!!

Biz bu düşünceyle bir sonraki kongremize kadar

BURADAN HERKESE SÖZ VERİYORUM;

Beykoz’un %90’ından şovenizmi sileceğiz.

Beykozlu’luğuyla övünen bir Beykoz yaratacağız.

Memleketlerimiz hepimizin kalbinde ayrı yer tutar

Bunun da farkındayım.

Bizden sonra Beykoz’umuzda yalnızca memleketlerimizin türküleri, doğası, sanatı,

RÜZGARI VE KAVGASI YARIŞACAK…

Delegelerimizle, üyelerimizle artık bir bütün olduk. BEYKOZ OLDUK…

NE GÜZEL DEMİŞ CAHİT SITKI

MEMLEKET İSTERİM Memleket isterimGök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterimNe başta dert, ne gönülde hasret olsun;Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterimNe zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterimYaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI

Biz bu dönem yarışmak için aday olmadık.

Derdimiz kazanmak değil. Uzun yıllar boyunca verdiğimiz mücadeleyi taçlandırmak için aday olduk.

UMUT OLDUK…

İNANDIĞIMIZ DEĞERLER UĞRUNA ADAY OLDUK…

Biz Beykoz’u tekrar emekçilerle, işçilerle, üretimle var etmek için aday olduk.

İlçemizi ranta kurban edenlerle kıyasıya kavga etmek için aday olduk.

“Yaşadığımız yeri yaşanabilir kılmaya karşılık gelen hesaplarla mesleki çabalar ile yapacağız bu kavgayı.

Biz, bizim olanı almak için aday olduk.

Bizim olanı yaşatmak ve geliştirmek için herkesin imreneceği insanca hayat örneği göstermek için aday olduk.

BEYKOZ ÇIKARCI SİYASETÇİLERİN DEĞİLDİR.

BEYKOZ BİZİMDİR, BEYKOZ BEYKOZLU’NUNDUR.

KAYBETTİKLERİMİZDEN FAZLASINI – ÜRETECEĞİZ, BEYKOZUMUZA DEĞER KATACAĞIZ.

Bunlar vaat değil, gerekliliktir sevgili partililerim.

Bu söylediklerim imkansız değil, imkanlıdır sevgili üyelerim.

Bu söylediklerim düş değil, gerçektir sevgili dostlarım.

Ranta dur demek, yağmaya ve talana karşı halkımızı örgütlemek temel hedefimizdir.

Yaşadığımız yeri yaşanabilir kılmakta söz birliği etmektir hedefimiz.

GAYELER – YÜCELLER bizi anlayamazlar. Onlar elde ettikleri güçten, tıpkı liderleri gibi zehirlendiler.

Geldikleri yeri unutalı çok uzun yıllar oldu.

Yaptıkları açıklamalar, konuşmalar bundandır.

YENİLECEKLER.

O KAPI ARTIK BEYKOZ’UMUZDA KAPANDI.

BU ŞAHSİ ÇIKARA DAYALI UMUTLA SİYASET YAPANLARA KAPILARIMIZ KAPALI.

CHP BEYKOZ, PARTİ EMEKÇİLERİNE, ÜYELERİNE TESLİM EDİLECEK.

Bu nasıl olacak?

PARTİNİN YOLUNU UNUTMUŞ, “KOLTUĞUNDAN DELEGE” OLANLARLA OLMAYACAK!!!

PARTİNİN EMEKÇİLERİYLE OLACAK, SİZLERLE OLACAK.

SİZLER GİBİ SEÇİM GÜNÜNDE DE HERHANGİ SIRADAN GÜNDE DE SOKAKTA MÜCADELE EDENLERLE OLACAK.

Sizin gibi mücadele verecek olan, Yeni kazanılmış üyelerle olacak.

İnsan sayımızı arttıracağız. Partiye hepimiz, hepiniz çok büyük emekler verdiniz, vermeye devam ediyorsunuz. Bu emeğin değerini her zaman bildik, bu emeğin büyümesinin ne kadar önemli olduğunu da biliyoruz. Sahte telefon numaralarıyla üye olanların partiye faydası olmaz. Konuşamadığımız, derdimize ortak edemediğimiz kişileri partiden ayıklayacağız.

Emekçi Beykoz’umuz fabrikalarımızın kapanmasıyla çok kaliteli kadrolarını iş, aş bulma amacıyla dışarı göç vermiştir. Sendika kültüründen gelen emekliliği yakın olanlar ve emekliler ise Beykoz’da kalmıştır. Çoğu siyasetçimiz farkında olmasa da bu bizim için bulunmaz nimettir. Benim de siyasete ilk atıldığım günlerde tanıştığım ‘’solculuk ve sol değerler’’ bana emeğin en yüce değer olduğunu söyledi. Eski sendikalarda üyeler bilinçliydi. Fabrikalarımızdan emekli olan tüm işçilerimizle yeniden buluşacağız.

Hedefimiz BÜYÜK.

Hedefimiz Partimizi büyütmek.

Hedefimiz 10.000 üyeye ulaşmak.

Hedefimiz ‘’Örgütlü Mücadele’’

Kimsenin delege ağalığı yapamayacağı bir yapıyı var edeceğiz.

Uzun yıllardır “İlçe örgüt toplantılarımızda oluşturulan divanlarda çoğunlukla sıkıntı, şikayet ve talepler dinleniyor bütün bu sorunlar

ne il yönetimlerine ne de genel merkeze yansıtılıyor. Örgütün tüm alınan karar ve etkinliklere katılımını sağlamak da asli görevlerimizden olacak ve en önemlisi yönetim kararlarının ve tüm eylem planlarının ana belirleyicisi tüm üyelerimizin katılımıyla alınacak kararlar olacaktır,,

Örgüt toplantılarının bize göre sorunların tartışıldığı ve de çözümlerinin araştırıldığı bir mekanizma haline gelmesidir esas olan.

Ayrıca, görevlendirme anlayışımızı da mutlaka zamanın şartlarına uyarlamamız gerekliliğine inanıyoruz, bu yüzden her partilimizden maksimum verimi almanın yollarını aramak görevlerimiz içinde olacak ve bu anlayış çerçevesinde, her partilimizi gönüllülük çerçevesinde görevlendirecek, ve de her partilimize verdiğimiz görevlerin takipçisi olacağız.

Görev alıp layıkıyla yerine getiren üye ile,

gelip toplantıyı sabote eden, görev almayan,

sadece eleştiren üyeyi birbirinden ayıracağız.

Örgüt toplantılarını,

fikirlerin yarıştığı, kararların alındığı toplantılar haline getireceğiz.

Örgüt toplantısına gelen her üyemiz derdini, sıkıntısını anlatacak, eleştirilerini yapacak.

Eleştirileri, şeffaf ve sansürsüz şekilde raporlayıp İl yönetimine ve Genel Merkeze ulaştıracağız. Takipçisi olacağız.

Çok iyi biliyoruz ki örgütlenme aşağıdan yukarı olduğu takdirde başarı gelir.

ÖRGÜT TOPLANTILARIMIZI KARAR ALMA MEKANİZMASI HALİNE GETİRECEĞİZ…

Bu mevcut durumdan memnun değiliz DEĞİŞTİRECEĞİZ…

Partililerimizin arasındaki dayanışmayı artıracağız. Sokakları yeniden binlerce insanla dolduracağız.

SIKINTILI MAHALLELERİMİZDE ‘’Yerinde Dönüşüm’’ bilgilendirme büroları açacağız. Bu bürolar yalnızca partililerimizin uğradığı yerler olmayacak. Bu bürolarda kentsel dönüşüm ve mülkiyet sorunları ile ilgili haftanın en az 3 günü uzmanlarca bilgilendirme yapacağız. Geleceği hakkında korkuları, şüpheleri olan vatandaşlarımızın bu bürolara kendiliğinden gelmelerini sağlayacağız. Bu büroları öne çıkartacak olan şey ‘’BİLGİ’’ olacaktır.

BU BİLGİYE SAHİBİZ.

BU BÜROLAR SAYESİNDE BEYKOZLU’NUN HER SORUNUNDA YANINDA OLACAĞIZ. ONLARLA İÇ İÇE OLACAĞIZ.

Memnun olmadığımız bir diğer durum ilçe yönetimlerinin gençliğimize bakışıdır.

Cumhuriyet Halk Partisi gençlerine her zaman bakışım farklı olmuştur. 70’li yılların gençlik hareketlerinin en ön saflarında yer almış bir kardeşiniz olarak gençlerin her söylediğini dikkate almış, her taleplerine karşılık vermeye çalışmışımdır. Gençlerimiz ile ilgili düşüncelerim son derece radikal ve samimidir. Bir ilçe başkanı gençler için ne yapmalıdır sorusuna cevap aramamız gerekir. Bir ilçe başkanının öncelikle gençlerin taleplerini anlıyor olması gerekir. Gençler siyasi düşüncelerinin dikkate alınmasına çok önem verirler. Gençlerin kaybedecekleri tek şey gelecekleridir. Bu gelecek de her türlü maddi manevi değerden üstündür. Gençler bizlerden çok daha hızlı düşünmekte ve yeni çağı bizlerden iyi anlamaktadırlar. Onlara verebileceklerimiz sınırlıyken, onların elde edebilecekleri sınırsızdır. Gençlerimizden her zaman ilham aldım, almaya da devam ediyorum. İlçe başkanlığım süresince yapacağım eylemler arasında beni en çok heyecanlandıran; gençlik kollarımıza ve komisyonlarına tanınacak sınırsız eylem ve etkinlik alanıdır. Gençlerin aldığı hiçbir karar tarafımca ne engellenecek ne de geri çevrilecektir.

Gençlerimizi eylemlerini seçerken özgür bırakırken, bir yandan da siyasi bilinçlerini geliştirmeleri için teşvik edeceğim. Partinin asli gücü olan gençlik kollarıyla projeler üretip bu projelerini başarılı şekilde hayata geçiren gençlerimizi projelerinin konusuyla ilgili ve partimizin yurt-dışı temsilcilikleriyle koordine bir şekilde farklı ülkelerdeki benzer projeleri gözlemlemeleri için yurt-dışına göndereceğim. Gözlem ve tecrübelerinden hep birlikte yararlanacağız. Çünkü gençlik yarını hayal edebilmek demektir. Gençlerimiz hayal edecek, çalışacak bizler de hayallerinin gerçekleşmesi için her türlü imkânı yaratacağız.

Parti içi ve ideolojik eğitimler ilçemizin değişilmez bir geleneği olacak. Gençlerimiz dünyayı anlayacak ki BEYKOZ’UMUZUN yarınlarını yaratacaklar.

Bizim bu ideallerimizi küçültmeye çalışacak dahili ve harici bedbahtlar mutlaka olacaktır. Bizim hedeflerimiz büyük, bu hedef ışığında tüm engelleri aşacağız. Onları, o bedbahtları kendi küçük dünyalarında yalnız bırakacağız.