Ana Sayfa Köşe Yazarları 12.12.2020 10022 Görüntüleme
Gökhan Taneri Vural

Giresunlu bir ailenin Beykozlu evladıyım. Boğaziçi Üniversitesi Fizik mezunu olup bilgi iletişim sistemleri ve elektrik altyapı sistemleri kurdum. Yaklaşık 600 kişiye iş imkanı sağladım. Bu kişilerin büyük çoğunluğu Beykozludur. Siyasete girdim öncelikle Beykoz'a ve Ülkeme hizmet etmek için gönül verdim.Kırk yaşımdan sonra Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümünden sonrasında da Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Benim olduğu kadar tüm çocukların daha iyi şartlarda yaşaması için elimden geleni değil yapılması gerekeni yapıyorum. Daha da fazlasını yapacağım...

2020 – İki bin yirmi

Ne garip bir yıldı bu 2020. Her türlü melanet üst üste geldi sanki. Deprem oldu, ekonomi hiç olmadığı kadar geriledi, bir de üstüne salgın bütün yıl ne yapacağımızı şaşırdık. Güzel bir tweet mesajı gördüm. “Uzaylılar da geldi mi tam olacak herhalde” Bir an önce bitse diye bakıyor herkes. Keramet yılın adında sanıyorlar hâlbuki o kadar garibime gidiyor ki; Uzay 1999 diye dizi seyretmiş bir nesil olarak. 2000 yılını düşünememiştik bile. Üzerinden 20 yıl daha geçti.

Salgının başladığı aylarda yazmıştım tekrar yazmak istiyorum. Salgın gelir geçer, bu sefer ki oldukça uzun sürdü. Ya insanlığın içindeki açgözlülük salgını kolay kolay geçer mi? Bunun henüz bir aşısı bile yok. Giderek aile değerlerimizi, insani değerlerimizi, geleneklerimizi, göreneklerimizi hiçe sayan sadece maddi gelirlerini arttırmak üzere her yolun mubah olduğu inancı sardı insanları. Arada bu değerlere önem veren çok az insan heba olup gitmekte ve bu duruma kimse müdahale etmemekte.

Ne demek istiyorum biraz daha açayım. “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” diyen bir inancın mensubuyuz. Kadınlar, çocuklar sokak ortasında dövülürken arkanı dönüp gitmek de ne oluyor. Garip bir hukuk ve mali sistem, normal vatandaşların günlük hayatının dışında kendine göre kuralları hatta dili var. Bu sisteme uymak için oluşmuş meslekler, mesleğe başlarken edilen yeminleri hiçe sayarak sadece kendi menfaatleri doğrultusunda sistemi yönlendirenler vs. vs.

Ne ara bu kadar yozlaştık, hangi ara devlet ile vatandaşı arasındaki mesafe bu kadar açıldı? İnsanların gözü neden bu kadar döndü anlamak imkânsız. Ekmek kavgası desem, onunda bir şerefi var. Şerefini hiçe sayarak zengin olsan ne olur, olmasan ne olur anlayamayacağım.

Hak, esma-i hüsna, Allah’ın isimlerinden biri değil mi? Hak yemek, bir başkasının hakkını almak ne zaman bir başarı oldu. Hiç mi Allah korkusu kalmadı. Üstelik bunu inancını açık açık yaşamında gösterenlerin bile yapması samimiyetsizliğin ne derece olduğunun göstergesi değil mi? Hukuk sadece yasalara uygunluk demek değildir, genel ahlak kuralları her şeyin üzerindedir.

Neyse ki herkes böyle değil. Ben sadece bu vahşi salgının nasıl sona ereceğini düşündürmeye çalıştım. Herkesi aynı kefeye koymak olmaz. Halen hak yemekten korkan, bunun için çaba sarf eden, çocuklarına bunu öğretmeye çalışan insanların varlığı insanın içini ferahlatıyor.

Sonuçta herkes bir gün ölüyor. Umarım içinde bulunduğumuz salgınlar ölmeden önce yozlaşan değerlerimizi tekrar kazanmamıza vesile olur. Umarım herkes kendi kendine kaldığında yaptıklarını bu gözle değerlendirme şansına sahip olur.
2021 yılı salgınların son bulduğu, insani ve ahlaki değerlerimizin öneminin daha da iyi anlaşıldığı ve birlikte yaşamanın huzurunu bulabileceğimiz bir yıl olur. Olmazsa 2022 var, 2023 var ama ne kadar yaşayacağımız da hiç belli değil.

12/12/2020
Gökhan Taneri VURAL

İlginizi çekebilir

GÖZ TEMASI 

GÖZ TEMASI 

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb